20 Eylül 2009

buyruunn,hoşgeldiniiz,iyi bayramlarr!! =))


eveet,kim olduğumu bilene 20,adımı kullanmayana 50 puan..
Bundan sonra KimOlduğunuBilirsinSen'im..
Var mısın,yok musun??

15 Ağustos 2009

offfff off!!!



Öncelikle bir salak olduğumu kabul ediyorum.İstanbul arkeolojiyi Ege Tarım Ekonomisinden önce yazdığım için.Sen dört yıl Ege diye yan tutuş,bir anlık gafletle git İstanbul yaz.Ya ben orda kaybolucam bilmiyo muyum,biliyorum.Ne düşünüyodum o an hakikaten merak ettim şimdi.


Şimdi,bu kobs çok zeki ya,ÖSYM'yi yenmenin yolunu bulduydu kendi kendine,ek yerleştirmede hukuk yazıcaktı da,nasılsa tutmıcaktı,o da kazanamamış olucaktı.Böylece de seneye puanı düşmicekti.

Hakikaten salakmışım.Dün internette araştırırken ÖSYM bana,"Birinci tercihlerde herhangi bir yükseköğrenim kurumuna yerleşen öğrenciler ek yerleştirmelerden yararlanamaz" şeklinde nanik yapıp kaçtı.

Ağzına tüküreyim,araştırmadan o çok yüksek zeka beyninle işe koyulursan olacağı bu.

Gene de bölüm de üniversite de o kadar korkunç değil,hem evime de yakın diye kendimi avutadurayım,babam başladı bu sefer.Yok yollamam,yok aç kalırsın,yok hayatın biter vs.

Korkmakta haklı ama ben de devletin ihtiyacı olmasa böyle bir bölüm açmazdı diye düşünmekteyim.

Ama bir an önce de bu zekayi beynimin düşünmeye son vermesi lazım yoksa kendimi yakıcam.

Bakalım sonum ne olacak.Babam kızı hakkında endişelerini bir yana bırakıp biraz onun süperdüşüncelerine önem verecek mi-bence verecek.

Sonra tatlı bir telaş,işte beklediğim de bu.Bavul hazırlama kısmısı =)

Neyse böyle ibidik kubidik bi yazı oldu bu da.İçimden geldi.


P.S:Bu arada bu kadar çok yorum yazmayın valla utanıyorum ne cevap versem diye.:D

14 Ağustos 2009

anaaa tuttu mu ne :D

Aslında sonuçlar 15 inde açıklanıyor sanıyordum.O yüzden de bir ay önce puanlar açıklanmadan önceki gece olduğu gibi sabaha kadar dönüp durmadan uyuyabildim.Sabah mesajla uyandım,Merve'den:

"Kuzu,Muğla işletme,sen?"

Nasıl yataktan zıplayıp annemin yanına koştuğumu hatırlamıyorum-ki bir su dökersen yataktan öyle hızlı kalkarım,görüp göreceğin de o olur :))

Ezberlediğimin farkına bile varmadığım kimlik numarasını girdik ve ekranda çıkan yazılara öylece bakakaldık:

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
EDEBİYAT FAKÜLTESİ
PREHİSTORYA


Neyse ki beynim çalışmaya başladı ve ne halt ettiğimin farkına vardım,İstanbul olsun diye yeni açılan bölümleri de yazmıştım ama "Sen kobs'sin,niye işini şansa bırakıyorsun be salak!!" diyen olmadı tabii.Allah'ın emriydi böyle biyer tutacağı,tuttu da.

En başta burun kıvırdım,canım sıkıldı ama sonra gitmeye karar verdim.Babama sorarsan seneye kal diyor ama..İkna olacak gibi,ben fikrimi değiştirmezsem..

Ah,unuttum,şuan yaşıtım olmayan yada ilgilenmeyen herkes gibi bölümün adını çözmeye çalışıyorsunuz siz de =)

Hemen anlatalım:
Prehistorya,Latince'de ön tarih demek,yani eski tarih,daha da daraltacak olursak yazının icadına kadar olan tarih.El yazmaları,anıtlar filan olmadığı için bulunan şeyler daha zor anlaşılır-dolayısıyla da daha değerli oluyor ;)
Arkeoloji bu sene üç üniversitede(ankara,ege,istanbul) üçe ayrıldı,prehistorya da bu bölümlerden biri.Yani ilk mezunlarından olacağım için şanslıyım diye düşündüm.
Çalışma alanları ise kültür bakanlığı,müzeler,mta,turizm acenteleri fln,yada okulda kalırsın..
Anamm,şu dakikada farkettim ki klasik bir bilim kişisi olarak(haspam XD) alanımı anlattıkça anlattım susmadım gitti.

Şimdi susuyorum,sizden de fikir bekliyorum,sadece ve sadece üniversite için bile gidebilirim-ki zaten sırf bunun için bile alanı dışı işe alınanlar var.

Bir de arkeoloji konusunda Türkiye'nin en iyisi İstanbul diyip kaçıyorum=)




Görüşürüzz!!


08 Ağustos 2009

avealı kobs :D


sevgili mervem beni bırakıp taa bodrumlara gidince ben de otomatikman ulaşma çabaları içinde bir avea edindim.görünürde sebep mervemle konuşabilmek ama gizliden gizliye bi aveasız emreyle toslaşır mıyım diye de umuyorum yani :p

dün sabah uyandığımda bizim sınıftan dinizle konuşmaya başladık,ne yapıyorsun dedim.bavul almaya çıktık dedi :)
birden içim ısındı,gitme fikri bazen çok uzakta görünüyor yada aklımdan tamamen çıkıyor.hani hafızasını kaybedenlerin beynine bi sopayla indirirsin ya,en önemli yerleri tek tek hatırlar.bu mesaj da herşeyi baştan hatırlattı bana :)

sınavdan 32 gün önceki korkum,sonra kendimi iyice salmam,sınav anı,açıklanması,tercih,tartışmalar vs...

bunca şeyin arasında,sonuç kötü de olsa beni mutluluktan uçuran küçücük şeyler var.

yeni bir şehir,arkadaşlıklar,belki de aşk..
ailemle birbirimizi özleyip kıymetimizi bilecek olmamız(gerçi dağınık bir oda,önlenemez bir biçimde biten yiyecekler,bozulan elektronik eşyalar vs özlenir mi bilmiyorum XD )
veeee özgürlük :)

gerçi gidenler özgürlüğün bekledikleri gibi olmadığını söylüyor ama banne :D


benden şimdilik bu kadar
çüüzz!!

05 Ağustos 2009

b.k ye !!!






şimdi,bu şahıs kendine gelme aşamalarından geçiyor ya hızla,maneviyatı geçip fiziksel olarak da değişim kararı alınıyor haliyle..
e,ne değişecek,önce küçük bir el aynası alınıp kendi kendisi vesikalık ölçülerde şööyle bir incelenir..
saçlar boyandı,simsiyah oldu,şuan bele kadar uzun ve dalgalı,her kızın kıskandığı saçlar yani(saç konusunda mütevazılıktan
öte bir züppe oluveriyorum kusura bakmayın :p)

neyse,daha da uzatayım mı,hazır kendini beğenmiş bir üniversiteli olacağım,hazır kökü bende,hazır uzun tutmamın sebebinden de kurtulmuşken şunları şööyle bir kısaltmaya karar verilir,vazgeçilir tekrar verilir bla bla ama sonuç olarak saçlar değişecektir,Allah'ın emridir :D

sonra,cilt..stresten de,kantinin abur cubur kapasitesinden de kaynaklı,bayağı bir bozulmuş.en iyisinden bir cildiyeciye gidilecek
en iyisinden ilaçlar ve en iradelisinden bir boğaza sahip olunacaktır :)

kirpikler için badem yağı,şuram için şura yağı buram için bura yağı vs. sonra el aynası elden bırakılır,şööyle bir de boy aynasına bakılır,sonuçtan tırsılır ama olmuşla ölmüşe,bir de yimişe çare yoktur ne de olsa :D

gene de öyle bir cüsse beklenmez aynadan,ilk şoktan sonra amaan aynadan olacak bir de şu aynadan bakayım aman aynalar da pek bozuk derkeenn,anne aracılığıyla acımasız tartıya doğru itiklenilir...


acı gerçek küçük ekrandan "ehuehueheehe yimeseydinn al sana puhahaaa" diye bağırır.. bu durumda omzun üstünden çaktır
madan ekrana bakan kobs'un annesi ne yapar sizce??


büyük bir şokla odadan yemek masasına doğru ilerler,dikiliverir,anaa kaldı kadın derkeenn ellerini göğsüne vura vura bağırmaya başlar :

"nasıl pişirdim o yemekleriii,nasıl koydum önüneee..duraydım burda böylee,dağ gibii,dureydiim,
"yime" deyeydimmmm.!.BENİM YÜZÜMDEEEENNN!!!!!"



tabi burda yazınca güzelim filmi bi miktar mahvetmiş oldum ama o an anlatılmaz ki :D çok komikti,tabi gülüp eğlendikten sonra acı gerçek gene çöktü.. :(
şaka maka bir genç kıza göre,şu lise yıllarımda çok fazla kilo aldım.
hani,her zaman şöyle kararında balıketli hoş bir kızdım,kışın alır yazın forma girerdim az bişey kilo yakışırdı ama durum abartılmış ve parmaklarıma kadar heryer eşit şiştiğim için belli bir kiloya kadar farketmedim de :s
neyse sonuçta kilolar gider,saç baş değişir,cilt düzelir,seneye varmaz simge hatun fısstık gibi bi geenç kız olup münasip kısmetini aramaya başlar :p
feci hırslandım gidiyorum,görüşürüüzz :D

04 Ağustos 2009

vampirim ol gel bana,börekler açayım sana :D





rüyamda istanbul üniversitesindeydim,hangi bölümü kazandığımı anlayamadan derslere giriyordum ve sıkı durun dersin adı "sucukçuluk"tu XD
bildiğimiz sucuk,Allah'tan öyle bir bölüm seçmedim,ya arkeoloji yada turizm okuyacağım :)

eh bu bölümlerle ilgili babolim yada ananem yorum yapmazsa nolur?uğursuzluk getirir :D
o yüzden şuan lügatlarında mezar kazıcısı,tarihi eser kaçakçısı,otel kapıcısı tarzı kelimeler türemiş durumda.tabi önce kibar sorularla başlayıp seni gaza getirirler:
-e,nolacak bakalım arkeoloji okuyunca,mezar mı kazıcan
-hayır,kazılara gitmicem,müzelerde,kültür bakanlığında yada okulda çalışıcam
-hıı,müzeler,bakanlık,okul da seni bekliyodu

-e,nolacak bakalım sen turizm okuyunca,garsonluk mu yapıcan
-hayır,garson olmıcam,otel müdürü yada müdür yardımcısı fln
-hıı,oteller de seni bekliyodu

-yok yok sen dersaneye git bu sene
-napıcam dersanede ya,gidiyim bu sene
-cık,yazdıralım hemen çalışankazanıroğulları dersanesine
-hıı,çalışankazanıroğulları dersanesi de beni bekliyodu

işte böyle bi paradoks halindeyiz,komik ama,hayırlısı neyse o olsun :)

bu arada cnbc-e ye sarmış durumdayım,oturup montfon gibi sabaha kadar onları izliyorum,derken moonlight diye bir dizi keşfettim,gerçi çabuk bitti,tadı damağında kalıyor insanın,ben de biraz bahsedeyim sayfamda dedim.

mick st john bir vampir,ama iyi vampirlerden,aynı zamanda bir dedektif,bir insana aşık ama ona zarar verebileceğinden ve onun ölümünü görmekten deli gibi korktuğu için uzak durmaya çalışıyor.bir yandan da tekrar insan olmaya çalışıyor.
josef kostan,en yakın arkadaşı,zengin bir işadamı,alaycı bir tip,laf aramızda kendisine bayıldım,insanda kan kaybı isteği uyandırıyor :p

coraline,mick'i vampir yapan hatun,eski karısı,mick yıllar önce onu dört yaşında bir kızı kaçırdığı için öldürmek zorunda kalıyor,coraline ise günümüzde insan olmanın formülünü bulmuş olarak geri dönüyor.beth,şanslı yaratık,mick'in karısını öldürmesine sebep olan dört yaşındaki çocuk o.bir insan,mick kaçırma olayından itibaren onu takip ediyor.bu yüzden kendini hep güvende hissediyor,günümüzde de bir şekilde tanışıyorlar ve çocukluk kahramanının mick olduğunu anladığından beri ona aşık.bir gazeteci ve mick in sırrını açığa çıkarabileceğinden,istifa ediyor.
özet olarak da,coraline insan olarak dönünce bu sırrı mick ile paylaşıyor.mick tekrar insan oluyor,gayet mutlu fakat beth bir vampir tarafından kaçırılınca onu insan olarak kurtaramayacağı için yıllar süren insanlık hayallerinden vazgeçip arkadaşı josef'ten onu tekrar dönüştürmesini istiyor.derken çıkmaya başlıyorlar işte,onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine..gene de devam etmesini isterdim dizinin o ayrı :s


kendi hayatıma dönmüşken,dün akşam çok sinirliydim,çünkü iki gündür cesaretimi toplayıp yapmaya karar verdiğim şeyi ananemin boş konuşmaları yüzünden yapamadım ve tekrar aynı cesareti bulabilir miyim bilmiyorum..
şimdi biraz iyiyim,zaten mutlu olmaya karar verdiğin zaman hayat karşına sağlam engeller çıkarmakla görevli değil mi,benim tek silahım da gülümsemek :)

görüşmek üzere!!

02 Ağustos 2009

gene geldim


hoşgeldim :)

tatilden döndüm,sonra burda ufak bir tatil daha yaptım arkadaşlarımla,ananemde kaldım.ananem kısmı çok iç açıcı olmasa da,mesela "tamam,gideceğim bu sene" kısmında çok etkili oldu :D

evet,puanlar geldi,çok iyi değil,benim çalışma tempom da iyi değildi sonuçta,gene de üzüldüm..bir sene daha kalmak istedim ama dediğim gibi,kalamam..

sonuç olarak kobs hatun tercihlerini yaptı,sonuçtan da umutlu,iki büyük şehirden biri,o da sürpriz,belli olunca söylerim ;))

harry potter.a gittim,çocukluk aşkım kendisi :D onların dünyasının aksakallı dedesi Dumbledora.a bir kez daha hayran oldum ama sonu çok mutlu bitmedi,gene de güzeldi.

kahveler içtim,kumpirler yedim,midemin de katkısıyla daha bir mutlu oldum.

denize girdim,buz gibiydi,ayaklarımı kesti,çok soğuğa alerjim varmış,parmaklarım şişti hep,ama yüzdüm,çok iyi geldi..deniz de sadakatime karşılık gün geçtikçe ısındı :) ben de gittikçe açıldım :)

yani,üzgün ve dalgın kobs ben açıldıkça kıyıda kaldı,sonunda bana el salladı ve sonsuza dek gitti..

umarım bir daha gelmez,şu anki mutluluğumu,sakinliğimi bozmaz,ben de sizinle artık üzüntülerimi,korkularımı değil,mutluluklarımı paylaşırım..

şimdilik hoşçakalın :)

11 Temmuz 2009

marmaris :))



burda olmak çok güzel..
hele de son anda babamın da işlerini halledip bizimle gelebilmesi çok daha güzel:)
6 kişiyiz,ananem dayım ve dört kişilik (çekirdek :p) aile biz :)
ananemle dayım buraya yakın bir otelde kalıyor biz de evde.
dayımın gitmesini bekliyorduk,burası onun evi ama biz gelince gitmedi.bence kalabalık,pek sevmiyorum onu malesef,bunca sene uzaklarda ayrı ayrı yaşayıp biri 16 biri 46 yaşında iki kişinin aniden kaynaşmasını bekleyemezdik,özellikle de biri diğerinin sinirden köpürdüğü şeyleri yapmakta ısrarcıysa :)
ve cağnım ananem.bilirsiniz,hadigızım eşliğinde iliğimi sıyıran bayan :D neyse ki bu sene iyi geçiniyoruz.sebebi de garip,babama olan sevgimi yeni farketmesi:D
neyse,aile dedikodusu bunlar :P

burda olmak gerçekten çok güzel,klasik deniz-güneş-kum-ehehe sevindirikliğini sevmiyorum ama burası da başka türlü açıklanmıyor be canım :D

ben gene de burayı sevdiren şeyleri anlatmaya uğraşayım ama:
1.turistler,değişik yüzler,değişik diller,onları anlamaya çalışmak,kibarlıklarıyla saygıdeğer vatandaşlarımı aratmamaları :p

2.özgür olmak,kim ne diyecek,aman biri görecek düşüncesinin yokluğu..herşeyden uzaklaşabilmek..

3.şezlonga yığılıp kitap okurken uyuyakalmak

4.dayımın en çok (ve tek) sevdiğim yönü olan film arşivi,evde de sıkılmıyoruz.her ne kadar babama film beğendirmek zor olsa da XD
-koobs bu akşam şöyle doğru düzgün bi film koy da seyredelim
-tamam baboli,bak neler var:bla blanın esrarı,yıbıdığın sonu,ipşitin suyu,hayhak günler........
-hımm,ipşitin suyu olsun bakalım..

_15 dk sonra_

-kobs bunu beğenmedim ben
-temam baboli hangisi olsun
-say bakam bi daha
-bla blanın esrarı,yıbıdığın sonu,hayhak günler................
-hımm,yıbıdığın sonuu
-peki baba.

_20 dk sonra_

-aman bu ne be herkes ölüyor şu bilmemnenin esrarını koy bakayım bide su ver :D
-peki baboli...

_babam sonunda hayallerindeki filmi bulmuştur,sevinir ama lanet uyku bastırmış idir..bencağızın heyecanlı yerlerinde 7.5 şiddetinde sallayıp izletmesine rağmen nafile,film bitmeden babam biter ve ertesi gün "bir film bulamadın ha" eşliğinde akşamı ederiz canım babacımla :) _

5.yürümek,nereye gittiğin,hangi sokağa saptığın önemli değildir,burda it kopuk vardır korkusu yoktur.büyük şehirdeki gibi gecelerden korkulmaz..

işte böyle canlar,kobs çok mutlu burda.ve de artık saatten de anlaşılacağı gibi bir gece kuşu ;))
görüşmek üzere..

26 Haziran 2009

BABA..ÇOK ÖZÜR DİLERİM..

Varlığımı ilk hissettiğim zamanlarda,ölümü de kavramam uzun sürmedi...
Geceleri sarsıla sarsıla ağlamaya başlamıştım,farkettin hemen,nedenini sordun.Cevabım şuydu:
"Annemle sen öleceksin bir gün..."

Belki ciddiye almadın,dört yaşındaydım sonuçta ama bana sarıldın,daha kendin gencecik bir insanken bana ömrü,kaderi,Allah'ı anlattın.Hiçbirini anlamadım,ama sen konuşmuştun daha ne olsun.Öyle rahat uyumuştum ki sonra,sanki bana "Hayır olur mu öyle şey,
hiç ölmeyeceğim ben."
demiştin...

Sonra büyüdüm baba.Hiç düşünmedim bunu bir daha,çok daha önemli dertlerim vardı ya(!)..
Çok kırdım seni,çok kötü bir evlat oldum..
Etrafımda,çok yakınımdayken baba hasreti çekenler,ben değerini hiç bilemedim.
Küçücük boyumla sana meydan okudum,yalanlar söyledim,sonra seni üzmek o kadar koydu ki..

Büyüyordum,bütün bahanem buydu.

Sen yılda bir ayakkabı alırken kendine,ben eninde sonunda alınacağını bildiğim iki karış bez ayakkabı için sofralarda yüzüne bakmadım..Sonra gittin,bazen bir günde anca eline geçen parayı o ayakkabıya verdin..

Sen arabayla okula götürürken beni,en ufak bir sarsıntıda direksiyonu bırakıp koskoca kızı ellerinle korumaya çalışırken,ben her sabah neden bu arabayla gidiyoruz diye yakınıp durdum..

İnsanlar babasının gözünün içine bakarken,ben bir bardak suyu bile eften püften bir dizi için keyfim tutunca getirdim sana,bunu yaparken de söylendim..

Tek keyfin,yaptığım kahveyken cebinde olmayan parayı veremediğin için kahve yapmayıp cezalandırdım seni..

İsteklerimizi yerine getirebilmek için sabahın dördünde beşinde kalkan babamm,akşam eve geldiğinde tek istediğin biraz tv izleyip uyumak olurdu.Ne kumandayı verdik sana,ne uyuttuk.O yorgunlukla bizi biryere götürmeni istedik ısrarla..Köpürdüm...Buna rağmen mezuniyetimden sonra koşup beni yemeğe çıkardın..

Ciddi bir insansın,buna rağmen bana hep "Gel öpeyim" dedin,sevinçten uçmam gerekirken bunu birşey istemek için fırsat olarak gördüm..

Ne istersem yaptın,bütün sınırlarını zorladın.
Arkadaşlarıma hiç mahcup olmadım,hiç başım yere düşmedi.
Buna rağmen benden tek birşey istedin,
"Çalış,kendini kurtar.Muhtaç olma kimseye.."
Bunu bile yapmazken,çalışmam gereken zamanı tv izleyerek geçirirken,için gitti değil mi baba..
Göremedim..

Tek isteğini yapmadığım halde acımasızca iğneledim durdum seni..

Dün gece uyuyamadım.Düşünceler beni ilk hissettiğim zamanlara götürdü.O dört yaşındaki kız gene aynı sebeple ağladı durdu.Bu sefer yanıma gelip anlatmadın hiçbirşey.Yorgundun çünkü.Bütün bunar üşüştü aklıma.

Ağlayarak uyuyakaldım.Ve sen de bir saat sonra uyanıp işe gittin..

Baba..Çok özür dilerim..

Artık her akşam sana kahve yapacağım,her akşam kumandayı eline verip siyah-beyaz filmleri seninle birlikte izleyeceğim.Dediğini yapacağım,çalışıp şükredeceğim..

Yeter ki sen de beni cezalandırma,sen de beni babasız bırakma.Sen olmazsan ben perişan olurum..

Baba,hiç ölme n'olur!










11 Mart 2009

diyet zamanı mı gedli ne X))

26 Şubat 2009

gülmem lazım biraz =D

15 Şubat 2009

Mimledim kendimi,bir de ÖDÜLÜM var beniimm:)

Karışığım,herkes dizi film gibi yazıyor hayranlıkla izliyorum ama ben içimde sıkı sıkı tutmayı yeğliyorum galiba.
Zaten istesemde fırsatım olmuyor bir türlü.
Hiçbir şeye yetemiyorum ben bu sene.Ne kendim için istediklerimi yapabiliyorum.
Ne yeteri kadar çalışabiliyorum.
Mekik dokuyorum sadece ev okul dersane arasında.
Kendimi akıntıya bırakmış gibiyim.
Savruluyorum ya bakalım nereye atılıp kalıcam.

Bu gece kaçamakta olsa blogları dolaştım.
Zamanım oldukça okusam da o kadar alelacele oluyor ki tek satır yazamıyorum bazen çok özür dilerim..
Gerçekten çok utanıyorum bazen bundan.


Bir baktım Camilla da test,bayılırım testlere zamanında ne kadar test sitesi varsa üye olup çözüyodum ama artık test görücek halimde kalmadı dershaneler sağolsun:(
Geri aşk testi ama kusur kalmıyım dedim :D

Hayata bakış açınız farklı olmasına rağmen bir şekilde kimyanız çok tutuyor.
Bu nedenle onun yüzünü görmek, onunla sohbet etmek size herşeyi unutturuyor,
merak etmeyin aynı heyecanı o da yaşıyor.
Ama kabul edin ki zorlu bir ilişki sizinkisi.

çıktı.Az bile çıktı.İmkansız çıksa daha iyidi.Siz de yapın bana haber edin ne çıktı?
Zaten olmayan bişeye test yaparsan çıkacağı bu der geçerim beni güldüren bir hediyeyeeee


Evet bana çok tatlı bir doğumgünü armağanı verdiler CİMCİMEM
ve BALACA :))
Bana çok blogda görüp melul melul küçük emrah gibi baktığım ve bendeniz hanımın bile layık görmediği I LOVE YOUR BLOG ödülünü verdiler.
Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim,ben onları mutlaka okuyorum ve çook seviyorum
Cimcimem kader arkadaşım benim çok teşekkür ederim seni seviyorum.
Balaca canım benim okurken nasıl keyif alıyorum bir bilsen beni düşündüğün için tekrar teşekkür ederim.
Teşekkür gonuşması yapayım diye özendim ama aslında haketmedim ben bunu bloguma yeteri kadar zaman ayramıyorum ki:(

Ve ben de ikiniz başta kızlar CİMCİMEM VE BALACA I love your blogs,diyorum.
Biri beni yeni keşfetmiş,ben de onu..çok samimi,içten yazıları karşıladı beni ve bir de süpriz.
Benden bahsetmiş bir yazısında çok mutlu oldum geç gördüğüm için yerin dibine girdim.
LOLLA cım I love your blog:)

ruyayla,elvan,karazade,xeno ve ümit,aşk sarhoşu kaçakgay,gayyor ve şah I LOVE YOUR BLOGS diyorum.Ay hep aşıkarı mı seçtim ne:))
Ama haber vermicem kapı kapı yolu düşen görür nasılsa.Beni takip eden ve benim blogrollumda misafir olan arkadaşlar hepinizin bloglarına hayranım.

13 Şubat 2009

bu yüzden bütün saçmalamam..


Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Övünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi
Özel önemli zannetmem

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden kendime hala güvensizliğim

Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan kocaman rengarenk
Geçici oyuncak zaferler

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem



Kucugum - Sezen Aksu

05 Ocak 2009

mim(x2)


ikisi de anneceğizimden gelen iki mimi geç de olsa yayınlamak istiyorum şimdi =)

birincisi,en çok dinlediğiniz 10 şarkıydı,ben de mp3 ümden asla çıkarmadığım demirbaş şarkıların listesini yazayım,annem onu mp3 haline getirir =)

1.can atilla/aşk-ı hürrem
2.gripin/hiç gelme gideceksen
3.sarp/siyahın matemi
4.yüksek sadakat-ezginin günlüğü/ayrılış
5.yüksek sadakat/içimde yağmur
6.şebnem ferah/kırmızı rugan ayakkabılar
7.şebnem ferah/sil baştan
8.grup 84/masum değiliz
9.emre aydın/sen ve ben
10.emre aydın/unut gittiğin bir yerde

jokerler :p

buz/nefretim kederimden
yalın/son aşkım,günaydın
emre aydın/kalan sağlar bizim olsun,ve gülümse şimdi
zeynep casalini/dokunma bana
yüksek sadakat/hiç birşey yerini tutamaz

biraz fazla oldu,daha da var ama napayım seviyorum hepsini =)

bir diğer mim de "başkaları sizin hakkınızda ne düşünüyor" başlıklı test..
sonuca çok şaşırdım=)


Kibirli

Başkaları sizi dikkatle başedilmesi gereken biri gibi görüyorlar, dışarıdan ben merkezci, kibirli ve baskın karakterli olarak algılanıyorsunuz. Onlar, size özenip sizin gibi olmak isteyebilirler ama asla size güvenmezler ve sizinle ilişkiye girmekten kaçınırlar. Ama özgüveniniz o kadar yüksektir ki başkalarının dediklerine pek kulak asmassınız.

neyse,napalım,bundan sonra bana yaklaşırken ayaanızı denk alın..muhahah XD

testi yapmak isteyenler için link bu.
ben de iki mimi sevgili özünü seven kardeşime paslıyorum =)
umarım yazarken eğlenirsin canım
hepinizi öptümm X))

01 Ocak 2009

aneaammm!! noel baba gerçek diilmişşş!!!


aslında bunu daha aptalken,çocukken de biliyordum.ama bıkmadan,usanmadan her yeni yıl için birşeyler diledim.bu yıl öyle olsun,bu yıl böyle olsun.ne noel baba ne de başkası kobs'un dileklerini gerçekleştirmek için bacadan bacaya konmadı.
olanlar da var elbette..kobs'un gerçekten istediği ve yapmak için uçan geyik yada sihirli değnek gibi mucizeler beklemediği,çabaladığı şeyler.
bu sene de çok şey istiyorum.ama birinin yapmaya çalışmasını beklemeyeceğim.uğraşacağım..
öncelikle kendimi daha çok mutlu etmeye ve küçük şeylere çabucak sinirlememeye çalışacağım.
gülmeye ve güldürmeye devam edeceğim.
inceleceğim,pazartesiden itibaren değil şuandan itibaren ve sadece görüntü amaçlı değil,kendime güven ve sağlık için.
çalışacağım,başım patlasa da sıkıntıdan,üniversiteye gireceğim,seneye böyle bi yazıyı istanbulda güvenli ve sıcak bir yurtta yazıyor olacağım. =)
ailemin kıymetini hep bileceğim.
arkadaşlarımı koruyacağım,bunu bazen reddetseler de.merve,mustafa,melike,sedef ve havayastığımın hiç ummadıkları anlarda bile yanında olacağım.
k... efendinin merveyi gerçekten seviyor olması için,aksi halde bunun merve bazı şeyleri daha fazla kaybetmeden ortaya çıkması için dua edeceğim.
sonra ailem,kendim,dostlarım,okulum,vatanım ve bütün insanlar için..
değerlerimi kaybetmemek için..

aslında bu yazı eğlenceli olmalıydı,başlarken niyetim oydu.
az önce canım çok sıkıldı..
okulda yıllık yazmaya başladık,malum son senemiz.yazılanları cd.ye çekip öğretmene vereceğiz.tabi bende o teknolojik zeka yok,mustafaya sordum nasıl yaparım diye.daha doğrusu sen cd ye çek ben seninkileri de temize çekerim dedim.perşembe size geliyorum nero.yu getireceğim yükleriz dedi.tamam dedim ama ciddiye almadım.sürekli yarın sizdeyim annen yemek yapsın fln der çünkü =) hatta anneme de dedim yarın geliyo diye,hıı oldu baban da evde diye dalga geçti.
bugün oturdum yazı yazıcam zil çaldı.kardeşim meraklısı koşturdu balkondan baktı.benim de anca çan etti çıktım bi baktım mustafa!
almış cd yi eline yarım saatlik yolu tepmiş gelmiş nero yüklemeye!
babam evde ya insan haber verir dedim,verdim ya dedi.haklıydı :s
napayım,napayım,bari ineyim cd yi alayım cd nin parasını fln veririm iki laf eder gönlünü alırım dedim.içeri gittim çorap arıyorum,babam sordu kim diye mustafa dedim,cd yi getirmiş fln,anlattım.birşey demedi,demez de o kadar ama öyle bi hava esti ki..

bunun sebebi de yıllar önce ailesinden uzakta bizim yakınımızda yaşayan yeğeninin başının altından malum bir sürü olay çıkması..onu korumak babamın görevi değildi ama zannedersem kendini suçlu hissetti.işte ordan kalan,daha doğrusu artan bir koruma güdüsü var babamda..
tam bir ay sonra 18 oluyorum hala içinde korku var =) o benim kardeşim fln desem takmaz en yakınlarımız bile şüphe ediyor bazen=( ona da hak veriyorum,kesinlikle şikayet etmiyorum ama bazen zor duruma düşüyorum işte..
annem de tam tersi,bana çok güvenir bu konularda.hatta 17. doğumgünümde mustafayla oturup börek çörek yapmışlardı.. =))
gerzek çorabı da bir türlü bulamadım,babam da(zaten çocuk aşağıda bekliyor) napayım diye düşünüyo belli =)) kardeşim "ben gideyim alayım" dedi,çenesi kopasıca,sinirden köpürdüm.ama o da beni kurtardı kendince,şimdi düşününce ablasına kahramanlık yapmış canım benim :))
"hah,al gel hadi" dedi babam da,rahatladı :D
balkona çıktım ordan laf yetiştiriyorum mustafaya ama o kadar mahcup oldum ki anlatamam.balkondan da ne kadar konuşulursa artık.resmen yarım saatlik yolu geldi çocuk,kapıdan çevirmiş oldum.o durumda bile cd yi nasıl kuracağımı anlatmaya çalışıyordu.
hiç bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum =(
kırıldı mı bilmem ama bana öyle bişey yapsa herhalde çıldırırdım-ki asla yapmazdı.
hemen msn e girip mail attım kusura bakma ev müsait değildi,yarın telafi ederim dedim.nasıl edeceğim hakkında ise hiç bi fikrim yok =(

bir de şunu anlatmazsam ölürüm.bir edebiyat öğretmenimiz var.aynı zamanda sınıf öğretmeni,karısı da bizim okulda.ikisi de iğrenç karakterler.hem kibar konuşmaya ve konuşturmaya çalışıyorlar,hem en küçük şeyde terbiyesizliği ele alıp sokak ağzına dönüveriyorlar.hem modernlikten bahsediyorlar hem sığ görüşlüler.
adamın karısı veli toplantısında mustafanın annesine(dersimize girmediği halde annesini bulup kendisi konuşmuş) "mustafanın hem arkadaşları kötü hem kız arkadaşı,bir oynak bir oynak sormayın.dikkat edin" demiş.cesarete bakar mısınız!kızı da tanıyorum ayrıca,gayet tatlı bir kız ve tanıdığı tanımadığı kimseye karşı oynak değil.bunu duyunca da iki saat ağlamış zavallım.
dün de sınıfta edebiyat dersindeyiz.adam daha deftere imza fln atıyor,sınıfta curcuna havası var.ben de mustafanın yanağına elledim,can sıkıntısı,bazen öyle şeyler yaparız.adam işi gücü bıraktı,diyalog şu:

adam-napıyorsunuz mustafa?
mustafa-bişey yapmıyoruz hocam
a-bundan sonra yanyana oturmayacaksınız
m-offf
a-itiraz istemiyorum
ben-ders daha başlamadı,bütün sınıf konuşuyo,ayrıca çıtımızı bile çıkarmadık
a-bundan sonra yanyana oturmayacaksınız

neyse ders işlendi,saçma bi şekilde her zamanki gibi ve adam yanımıza geldi:

a-evet mustafa,yeni yerini seç bakalım
m-ben başka yerde oturmam
a-(özüne dönüş)seni gebertirim,seç bir yer
m-oturmam hocam,napayım
a-oturmam deme,seni döverim,ihtiyatlı konuş
m-oturamam hocam
a-ha,şöyle niye oturamazsın
m-hocam iki senedir yanyana oturuyoruz,rahat edemem ki başka yerde ben
a-oğlum,beni konuşturma,ne yapıyor da bu kız seni rahatlatıyor?

lafa bakar mısınız!şu iğrenç hayvanın lafına bakar mısınız!gelişimini tamamlamamış adam bozuntusunun bana söylediği lafa bakar mısınız!
üstelik benim yüzüme bile bakmadan konuşuyor bunları!
o an beynim durdu.
adam çıktı gitti sınıftan,daha doğrusu adam kılıklı şey.
hele bi uğraşsın,hele bi beni kaldırmaya çalışsın..
o zaman hayatımda yapmadığım şeyi yaparım.ister okuldan atsın,ister sınıfta bıraksın umrumda değil.müdüre gideceğim.gerçi o da işime yaramaz,ödü kopar okulda böyle bişey çıkmasından.haklı der oturur aşağıya.o olmazsa milli eğitime.o olmazsa dava bile açarım.
annem de köpürdü.okula gelmeye hazır.en ufak bi hareketini bekliyorum.bundan sonra şikayet edebileceği hiçbirşey yapmayacağım sınıfta.yerimizi değiştirmeye çalışması sadece zaman farkı yaratır.en ummadığı anda o mahalle ağzı başına ne işler açıyor görsün bakalım.okuldan atılsa öyle sevinirim ki.hiç acımayacağım tek kişi o.

neyse çok konuştum,herşey olacağına varır-ki olacak da =)))
herkese mutlu ve medeni yıllar :D