Varlığımı ilk hissettiğim zamanlarda,ölümü de kavramam uzun sürmedi...
Geceleri sarsıla sarsıla ağlamaya başlamıştım,farkettin hemen,nedenini sordun.Cevabım şuydu:
"Annemle sen öleceksin bir gün..."
Belki ciddiye almadın,dört yaşındaydım sonuçta ama bana sarıldın,daha kendin gencecik bir insanken bana ömrü,kaderi,Allah'ı anlattın.Hiçbirini anlamadım,ama sen konuşmuştun daha ne olsun.Öyle rahat uyumuştum ki sonra,sanki bana "Hayır olur mu öyle şey,
hiç ölmeyeceğim ben." demiştin...
Sonra büyüdüm baba.Hiç düşünmedim bunu bir daha,çok daha önemli dertlerim vardı ya(!)..
Çok kırdım seni,çok kötü bir evlat oldum..
Etrafımda,çok yakınımdayken baba hasreti çekenler,ben değerini hiç bilemedim.
Küçücük boyumla sana meydan okudum,yalanlar söyledim,sonra seni üzmek o kadar koydu ki..
Büyüyordum,bütün bahanem buydu.
Sen yılda bir ayakkabı alırken kendine,ben eninde sonunda alınacağını bildiğim iki karış bez ayakkabı için sofralarda yüzüne bakmadım..Sonra gittin,bazen bir günde anca eline geçen parayı o ayakkabıya verdin..
Sen arabayla okula götürürken beni,en ufak bir sarsıntıda direksiyonu bırakıp koskoca kızı ellerinle korumaya çalışırken,ben her sabah neden bu arabayla gidiyoruz diye yakınıp durdum..
İnsanlar babasının gözünün içine bakarken,ben bir bardak suyu bile eften püften bir dizi için keyfim tutunca getirdim sana,bunu yaparken de söylendim..
Tek keyfin,yaptığım kahveyken cebinde olmayan parayı veremediğin için kahve yapmayıp cezalandırdım seni..
İsteklerimizi yerine getirebilmek için sabahın dördünde beşinde kalkan babamm,akşam eve geldiğinde tek istediğin biraz tv izleyip uyumak olurdu.Ne kumandayı verdik sana,ne uyuttuk.O yorgunlukla bizi biryere götürmeni istedik ısrarla..Köpürdüm...Buna rağmen mezuniyetimden sonra koşup beni yemeğe çıkardın..
Ciddi bir insansın,buna rağmen bana hep "Gel öpeyim" dedin,sevinçten uçmam gerekirken bunu birşey istemek için fırsat olarak gördüm..
Ne istersem yaptın,bütün sınırlarını zorladın.
Arkadaşlarıma hiç mahcup olmadım,hiç başım yere düşmedi.
Buna rağmen benden tek birşey istedin,
"Çalış,kendini kurtar.Muhtaç olma kimseye.."
Bunu bile yapmazken,çalışmam gereken zamanı tv izleyerek geçirirken,için gitti değil mi baba..
Göremedim..
Tek isteğini yapmadığım halde acımasızca iğneledim durdum seni..
Dün gece uyuyamadım.Düşünceler beni ilk hissettiğim zamanlara götürdü.O dört yaşındaki kız gene aynı sebeple ağladı durdu.Bu sefer yanıma gelip anlatmadın hiçbirşey.Yorgundun çünkü.Bütün bunar üşüştü aklıma.
Ağlayarak uyuyakaldım.Ve sen de bir saat sonra uyanıp işe gittin..
Baba..Çok özür dilerim..
Artık her akşam sana kahve yapacağım,her akşam kumandayı eline verip siyah-beyaz filmleri seninle birlikte izleyeceğim.Dediğini yapacağım,çalışıp şükredeceğim..
Yeter ki sen de beni cezalandırma,sen de beni babasız bırakma.Sen olmazsan ben perişan olurum..
Baba,hiç ölme n'olur!

"Annemle sen öleceksin bir gün..."
Belki ciddiye almadın,dört yaşındaydım sonuçta ama bana sarıldın,daha kendin gencecik bir insanken bana ömrü,kaderi,Allah'ı anlattın.Hiçbirini anlamadım,ama sen konuşmuştun daha ne olsun.Öyle rahat uyumuştum ki sonra,sanki bana "Hayır olur mu öyle şey,
hiç ölmeyeceğim ben." demiştin...
Sonra büyüdüm baba.Hiç düşünmedim bunu bir daha,çok daha önemli dertlerim vardı ya(!)..
Çok kırdım seni,çok kötü bir evlat oldum..
Etrafımda,çok yakınımdayken baba hasreti çekenler,ben değerini hiç bilemedim.
Küçücük boyumla sana meydan okudum,yalanlar söyledim,sonra seni üzmek o kadar koydu ki..
Büyüyordum,bütün bahanem buydu.
Sen yılda bir ayakkabı alırken kendine,ben eninde sonunda alınacağını bildiğim iki karış bez ayakkabı için sofralarda yüzüne bakmadım..Sonra gittin,bazen bir günde anca eline geçen parayı o ayakkabıya verdin..
Sen arabayla okula götürürken beni,en ufak bir sarsıntıda direksiyonu bırakıp koskoca kızı ellerinle korumaya çalışırken,ben her sabah neden bu arabayla gidiyoruz diye yakınıp durdum..
İnsanlar babasının gözünün içine bakarken,ben bir bardak suyu bile eften püften bir dizi için keyfim tutunca getirdim sana,bunu yaparken de söylendim..
Tek keyfin,yaptığım kahveyken cebinde olmayan parayı veremediğin için kahve yapmayıp cezalandırdım seni..
İsteklerimizi yerine getirebilmek için sabahın dördünde beşinde kalkan babamm,akşam eve geldiğinde tek istediğin biraz tv izleyip uyumak olurdu.Ne kumandayı verdik sana,ne uyuttuk.O yorgunlukla bizi biryere götürmeni istedik ısrarla..Köpürdüm...Buna rağmen mezuniyetimden sonra koşup beni yemeğe çıkardın..
Ciddi bir insansın,buna rağmen bana hep "Gel öpeyim" dedin,sevinçten uçmam gerekirken bunu birşey istemek için fırsat olarak gördüm..
Ne istersem yaptın,bütün sınırlarını zorladın.
Arkadaşlarıma hiç mahcup olmadım,hiç başım yere düşmedi.
Buna rağmen benden tek birşey istedin,
"Çalış,kendini kurtar.Muhtaç olma kimseye.."
Bunu bile yapmazken,çalışmam gereken zamanı tv izleyerek geçirirken,için gitti değil mi baba..
Göremedim..
Tek isteğini yapmadığım halde acımasızca iğneledim durdum seni..
Dün gece uyuyamadım.Düşünceler beni ilk hissettiğim zamanlara götürdü.O dört yaşındaki kız gene aynı sebeple ağladı durdu.Bu sefer yanıma gelip anlatmadın hiçbirşey.Yorgundun çünkü.Bütün bunar üşüştü aklıma.
Ağlayarak uyuyakaldım.Ve sen de bir saat sonra uyanıp işe gittin..
Baba..Çok özür dilerim..
Artık her akşam sana kahve yapacağım,her akşam kumandayı eline verip siyah-beyaz filmleri seninle birlikte izleyeceğim.Dediğini yapacağım,çalışıp şükredeceğim..
Yeter ki sen de beni cezalandırma,sen de beni babasız bırakma.Sen olmazsan ben perişan olurum..
Baba,hiç ölme n'olur!

8 KişiNeDemiş?:
ahh babam keşke başımda olsa da bana gerçekleri anlatabilse.
onlar çok sabırlı eşi ve çocukları için mücadele eden cennetlik insanlardır.
üzme onu
Benim babam,ben kucukken öldü.İlk okula elimden tutup götürecekti beni o yıl,ama olmadı,ilk okula bir elimde annemin eli,babamın eli olacak elimse boş kalarak gittim.O zamanlar,anlamıyordum,belki de kabul etmek istemiyordum öldüğünü.O yüzden çok düşünmüyordum.Ama artık,her gece beklediğim,kapıdan girer girmez boynuna atladığım,bana kocaman çikolotalar,meyve suları getiren bir babam yoktu.Yıllar geçti böyle.Lise sona yaklaşıyordu.O günllerde onun yokluğu soğuk su gibi çarpıyordu yüzüme.Yıllarca kimseye baba dememiştim.O kelimedeki sıcaklığı bile unutmuşdum,hala o sıcaklık yok o kelimede.Lise son,meezuniyet günü.O yüzüme çarpan su,sanki buzdolabında kalmışta,buz olmuş ve artık yüzüme,gözüme,kalbime o buzlar çarpıyormuş gibi geliyordu.Arkadaşlarımın bir babası vardı,yanaklarından,alınlarından öpüb kutlayan.Ama benim babam yoktu.Öyle çok özlüyorsun ki onu. Çalışsın,geceleri gelsin evimize.Yine her zamanki gibi pikniklere gidelim,alfabeyi öğretsin,rusca konuşsun benimle,saçını tarayayım,o da benim saçımı tarasın,gülelim,ve o,olsun yine. Bazen,annemle ayrı evde kalsınlar,boşanmış olsunlar,ama ihtiyacım olduğunda kapısını çalayım,ve o ,açsın bana diyorsun.Git-gide daha da büyüyor içindeki isteklerin."Baba" demek istiyorsun,ama sesleneceğin kişi yok.Kendi-kendine diyorsun,ama kelimenin sıcaklığı olmuyor bu defa da.Öyle anlamsız,sıradan bir kelime oluyor ki.boş.Sonra her "baba" diyen kızlar,"kızım" diyen babalar gözüne düşman kesiliyor,sanki kastle söylüyorlarmış,canın acısın istiyorlarmış gibi geliyor sana.Ailene bakıyorsun. Damsız bir ev gibi.Kardeşin,annen,kendin. 3ünüz,yapa yalnız oluyorsunuz.Bir babanız olmuyor.Anne, babanızın yokluğunu hiss etmeyeseniz diye elinden geleni yapıyor.Zaman geçiyor.Yine baba yok. Kocaman dünyada küçücük bir korumasız yarım aile oluyorsunuz.Daha düşünüyorsunuz,hiç bir zaman babam olmayacak,bu babasızlıığın sonu yok diye.Akşamları,kanepede bir baba tv izliyor gibi hayal ediyorsun,ama kanepeniz boş.Akşamları,kapıları kaparken,babanız evde olmuyor.Sonra,bir günlük gibi seyler yazıiyorsunuz,babanız okuyacakmış dye söylüyorsunuz kendinize.Bazen,arkadaşlarınızla tanıştırmak istiyorsunuz,bazen bir yerler eonun gitmeyi.Ama o ,olmuyor.Hep hayel kuruuyorsun,olsaydı diye.Tüm babalardan başka o,senin için.
Babam yok,ama bir annem var. Annemle yapacağım çok şey var.arkadaşlarımla tanıştırıyorum,geziyorum,sohbet ederim ve s. Amma babam yok.Anneme de gec kalmayayım diye,değerlendiriyorum günlerimi.Biliyorum çünki,bir gün ya annem olmayacak,ya da ben olmayacağım.
Simge`m,hoş geldinnnnnnnnnnnnnn. Baba`lardır,annelerdir,kardeşlerdir,bir ailedir,tam bir devlet.Düşersin,kırılırsın onlara,ama hep yanındadırlar.Bundan sonra da hep babanla,anneyle iyi anlaş olur mu simge`m?Çünki,onlardan birinin yokluğu öyle bir buz ki,hiç erimeden yakıyor insanın canını.İnşAllah hep güçlü bir ailen olur.Annen ve babanlı.amin!hoş geldinnnnnnnnnn tekrarrrrrrrrrrrr.
:'(
aynı sekilde agliorum simge bisey diyemm ki bu yaziya nasl icim agriyo suan tamda ben hep derim ki icten içe nolur ben gormeyeyim nolur ben bilmeyeyim yada once ben gideyim. .
:'(
Boğazıma inen düğümleri ne kadar göz yaşı döksem çözemem.Böyle bir yazı,böyle yorumlar nasıl burkuyor,nasıl incitiyor bilemessin.
***
Hepimizin U turn yaptığı an geliyor.Umarım bu son ağlayışlarımız olsun.Simge sen olgunlaşıyorsun bebeğim.
Ailenle geçireceğin zamanın elinden uçup gitmesine hiç izin verme.
Bir gün elinden kayıp giderse de avucunu açtığında hatırlayacağın,avunacağın anıların bolca olsun.
Keşkelerin olmasın bebeğim.
Keşkeleriniz hiç olmasın arkadaşlar.
tanrım seni hiç babasız bırakmasın..hemde hiç..
yüreğine annene kendine kardeşine babana çok iyi bak..
çok,çok teşekkür ederim hepinize,Allah içimizdeki baba sevgisini eksik etmesin yeter..
balaca'm,bitanemm,yorumunu gözyaşlarıyla okudum.içini çok güzel dökmüşsün,bence o yazı senin bloguna daha layık,hepimizle paylaş bu duygularını..
lolla,ağlatmak istemedim,üzgünüm ama ben yazarken ağlaya ağlaya yazdım,hislerimin bu kadar güzel iletilmiş olması ne iyi:)ben de küçüklükten beri derim hep,görmeyeyim diye,bence genç yaşta ölmenin tek iyi yanı da bu..
umar,mutlu oldum,aramızdaki en olgunlardan birinin,bir babanın bu tanıyı koymasıyndan dolayı,samimi söylüyorum..bazı gelişmelerin ben bile farkında değilim ruh halimdeki ve sen adını en güzel şekilde koydun tekrar teşekkürler..
gayyor,Allah kimseye vermesin..bazen farkediyorum ki sevdiklerimin tek üzüntüsü,düşünce kaynağı ben değilim,dış etkenler yüzünden insanlar o kadar inciniyor ki,bu yaraları hep beraber saralım yeter..
vee hoşbulduk blog dünyası:))
Adsız, sen diğer "adsız" değilsin belli ki,eğer tahammülün ve hoşgörün yoksa saygı göstermeyi öğrenmelisin.
ve ben burda kimliği ve ismiyle yazan arkadaşlarıma hakaret ettirmem.
Yorum Gönder