20 Eylül 2009

buyruunn,hoşgeldiniiz,iyi bayramlarr!! =))


eveet,kim olduğumu bilene 20,adımı kullanmayana 50 puan..
Bundan sonra KimOlduğunuBilirsinSen'im..
Var mısın,yok musun??

15 Ağustos 2009

offfff off!!!



Öncelikle bir salak olduğumu kabul ediyorum.İstanbul arkeolojiyi Ege Tarım Ekonomisinden önce yazdığım için.Sen dört yıl Ege diye yan tutuş,bir anlık gafletle git İstanbul yaz.Ya ben orda kaybolucam bilmiyo muyum,biliyorum.Ne düşünüyodum o an hakikaten merak ettim şimdi.


Şimdi,bu kobs çok zeki ya,ÖSYM'yi yenmenin yolunu bulduydu kendi kendine,ek yerleştirmede hukuk yazıcaktı da,nasılsa tutmıcaktı,o da kazanamamış olucaktı.Böylece de seneye puanı düşmicekti.

Hakikaten salakmışım.Dün internette araştırırken ÖSYM bana,"Birinci tercihlerde herhangi bir yükseköğrenim kurumuna yerleşen öğrenciler ek yerleştirmelerden yararlanamaz" şeklinde nanik yapıp kaçtı.

Ağzına tüküreyim,araştırmadan o çok yüksek zeka beyninle işe koyulursan olacağı bu.

Gene de bölüm de üniversite de o kadar korkunç değil,hem evime de yakın diye kendimi avutadurayım,babam başladı bu sefer.Yok yollamam,yok aç kalırsın,yok hayatın biter vs.

Korkmakta haklı ama ben de devletin ihtiyacı olmasa böyle bir bölüm açmazdı diye düşünmekteyim.

Ama bir an önce de bu zekayi beynimin düşünmeye son vermesi lazım yoksa kendimi yakıcam.

Bakalım sonum ne olacak.Babam kızı hakkında endişelerini bir yana bırakıp biraz onun süperdüşüncelerine önem verecek mi-bence verecek.

Sonra tatlı bir telaş,işte beklediğim de bu.Bavul hazırlama kısmısı =)

Neyse böyle ibidik kubidik bi yazı oldu bu da.İçimden geldi.


P.S:Bu arada bu kadar çok yorum yazmayın valla utanıyorum ne cevap versem diye.:D

14 Ağustos 2009

anaaa tuttu mu ne :D

Aslında sonuçlar 15 inde açıklanıyor sanıyordum.O yüzden de bir ay önce puanlar açıklanmadan önceki gece olduğu gibi sabaha kadar dönüp durmadan uyuyabildim.Sabah mesajla uyandım,Merve'den:

"Kuzu,Muğla işletme,sen?"

Nasıl yataktan zıplayıp annemin yanına koştuğumu hatırlamıyorum-ki bir su dökersen yataktan öyle hızlı kalkarım,görüp göreceğin de o olur :))

Ezberlediğimin farkına bile varmadığım kimlik numarasını girdik ve ekranda çıkan yazılara öylece bakakaldık:

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
EDEBİYAT FAKÜLTESİ
PREHİSTORYA


Neyse ki beynim çalışmaya başladı ve ne halt ettiğimin farkına vardım,İstanbul olsun diye yeni açılan bölümleri de yazmıştım ama "Sen kobs'sin,niye işini şansa bırakıyorsun be salak!!" diyen olmadı tabii.Allah'ın emriydi böyle biyer tutacağı,tuttu da.

En başta burun kıvırdım,canım sıkıldı ama sonra gitmeye karar verdim.Babama sorarsan seneye kal diyor ama..İkna olacak gibi,ben fikrimi değiştirmezsem..

Ah,unuttum,şuan yaşıtım olmayan yada ilgilenmeyen herkes gibi bölümün adını çözmeye çalışıyorsunuz siz de =)

Hemen anlatalım:
Prehistorya,Latince'de ön tarih demek,yani eski tarih,daha da daraltacak olursak yazının icadına kadar olan tarih.El yazmaları,anıtlar filan olmadığı için bulunan şeyler daha zor anlaşılır-dolayısıyla da daha değerli oluyor ;)
Arkeoloji bu sene üç üniversitede(ankara,ege,istanbul) üçe ayrıldı,prehistorya da bu bölümlerden biri.Yani ilk mezunlarından olacağım için şanslıyım diye düşündüm.
Çalışma alanları ise kültür bakanlığı,müzeler,mta,turizm acenteleri fln,yada okulda kalırsın..
Anamm,şu dakikada farkettim ki klasik bir bilim kişisi olarak(haspam XD) alanımı anlattıkça anlattım susmadım gitti.

Şimdi susuyorum,sizden de fikir bekliyorum,sadece ve sadece üniversite için bile gidebilirim-ki zaten sırf bunun için bile alanı dışı işe alınanlar var.

Bir de arkeoloji konusunda Türkiye'nin en iyisi İstanbul diyip kaçıyorum=)




Görüşürüzz!!


08 Ağustos 2009

avealı kobs :D


sevgili mervem beni bırakıp taa bodrumlara gidince ben de otomatikman ulaşma çabaları içinde bir avea edindim.görünürde sebep mervemle konuşabilmek ama gizliden gizliye bi aveasız emreyle toslaşır mıyım diye de umuyorum yani :p

dün sabah uyandığımda bizim sınıftan dinizle konuşmaya başladık,ne yapıyorsun dedim.bavul almaya çıktık dedi :)
birden içim ısındı,gitme fikri bazen çok uzakta görünüyor yada aklımdan tamamen çıkıyor.hani hafızasını kaybedenlerin beynine bi sopayla indirirsin ya,en önemli yerleri tek tek hatırlar.bu mesaj da herşeyi baştan hatırlattı bana :)

sınavdan 32 gün önceki korkum,sonra kendimi iyice salmam,sınav anı,açıklanması,tercih,tartışmalar vs...

bunca şeyin arasında,sonuç kötü de olsa beni mutluluktan uçuran küçücük şeyler var.

yeni bir şehir,arkadaşlıklar,belki de aşk..
ailemle birbirimizi özleyip kıymetimizi bilecek olmamız(gerçi dağınık bir oda,önlenemez bir biçimde biten yiyecekler,bozulan elektronik eşyalar vs özlenir mi bilmiyorum XD )
veeee özgürlük :)

gerçi gidenler özgürlüğün bekledikleri gibi olmadığını söylüyor ama banne :D


benden şimdilik bu kadar
çüüzz!!

05 Ağustos 2009

b.k ye !!!






şimdi,bu şahıs kendine gelme aşamalarından geçiyor ya hızla,maneviyatı geçip fiziksel olarak da değişim kararı alınıyor haliyle..
e,ne değişecek,önce küçük bir el aynası alınıp kendi kendisi vesikalık ölçülerde şööyle bir incelenir..
saçlar boyandı,simsiyah oldu,şuan bele kadar uzun ve dalgalı,her kızın kıskandığı saçlar yani(saç konusunda mütevazılıktan
öte bir züppe oluveriyorum kusura bakmayın :p)

neyse,daha da uzatayım mı,hazır kendini beğenmiş bir üniversiteli olacağım,hazır kökü bende,hazır uzun tutmamın sebebinden de kurtulmuşken şunları şööyle bir kısaltmaya karar verilir,vazgeçilir tekrar verilir bla bla ama sonuç olarak saçlar değişecektir,Allah'ın emridir :D

sonra,cilt..stresten de,kantinin abur cubur kapasitesinden de kaynaklı,bayağı bir bozulmuş.en iyisinden bir cildiyeciye gidilecek
en iyisinden ilaçlar ve en iradelisinden bir boğaza sahip olunacaktır :)

kirpikler için badem yağı,şuram için şura yağı buram için bura yağı vs. sonra el aynası elden bırakılır,şööyle bir de boy aynasına bakılır,sonuçtan tırsılır ama olmuşla ölmüşe,bir de yimişe çare yoktur ne de olsa :D

gene de öyle bir cüsse beklenmez aynadan,ilk şoktan sonra amaan aynadan olacak bir de şu aynadan bakayım aman aynalar da pek bozuk derkeenn,anne aracılığıyla acımasız tartıya doğru itiklenilir...


acı gerçek küçük ekrandan "ehuehueheehe yimeseydinn al sana puhahaaa" diye bağırır.. bu durumda omzun üstünden çaktır
madan ekrana bakan kobs'un annesi ne yapar sizce??


büyük bir şokla odadan yemek masasına doğru ilerler,dikiliverir,anaa kaldı kadın derkeenn ellerini göğsüne vura vura bağırmaya başlar :

"nasıl pişirdim o yemekleriii,nasıl koydum önüneee..duraydım burda böylee,dağ gibii,dureydiim,
"yime" deyeydimmmm.!.BENİM YÜZÜMDEEEENNN!!!!!"



tabi burda yazınca güzelim filmi bi miktar mahvetmiş oldum ama o an anlatılmaz ki :D çok komikti,tabi gülüp eğlendikten sonra acı gerçek gene çöktü.. :(
şaka maka bir genç kıza göre,şu lise yıllarımda çok fazla kilo aldım.
hani,her zaman şöyle kararında balıketli hoş bir kızdım,kışın alır yazın forma girerdim az bişey kilo yakışırdı ama durum abartılmış ve parmaklarıma kadar heryer eşit şiştiğim için belli bir kiloya kadar farketmedim de :s
neyse sonuçta kilolar gider,saç baş değişir,cilt düzelir,seneye varmaz simge hatun fısstık gibi bi geenç kız olup münasip kısmetini aramaya başlar :p
feci hırslandım gidiyorum,görüşürüüzz :D

04 Ağustos 2009

vampirim ol gel bana,börekler açayım sana :D





rüyamda istanbul üniversitesindeydim,hangi bölümü kazandığımı anlayamadan derslere giriyordum ve sıkı durun dersin adı "sucukçuluk"tu XD
bildiğimiz sucuk,Allah'tan öyle bir bölüm seçmedim,ya arkeoloji yada turizm okuyacağım :)

eh bu bölümlerle ilgili babolim yada ananem yorum yapmazsa nolur?uğursuzluk getirir :D
o yüzden şuan lügatlarında mezar kazıcısı,tarihi eser kaçakçısı,otel kapıcısı tarzı kelimeler türemiş durumda.tabi önce kibar sorularla başlayıp seni gaza getirirler:
-e,nolacak bakalım arkeoloji okuyunca,mezar mı kazıcan
-hayır,kazılara gitmicem,müzelerde,kültür bakanlığında yada okulda çalışıcam
-hıı,müzeler,bakanlık,okul da seni bekliyodu

-e,nolacak bakalım sen turizm okuyunca,garsonluk mu yapıcan
-hayır,garson olmıcam,otel müdürü yada müdür yardımcısı fln
-hıı,oteller de seni bekliyodu

-yok yok sen dersaneye git bu sene
-napıcam dersanede ya,gidiyim bu sene
-cık,yazdıralım hemen çalışankazanıroğulları dersanesine
-hıı,çalışankazanıroğulları dersanesi de beni bekliyodu

işte böyle bi paradoks halindeyiz,komik ama,hayırlısı neyse o olsun :)

bu arada cnbc-e ye sarmış durumdayım,oturup montfon gibi sabaha kadar onları izliyorum,derken moonlight diye bir dizi keşfettim,gerçi çabuk bitti,tadı damağında kalıyor insanın,ben de biraz bahsedeyim sayfamda dedim.

mick st john bir vampir,ama iyi vampirlerden,aynı zamanda bir dedektif,bir insana aşık ama ona zarar verebileceğinden ve onun ölümünü görmekten deli gibi korktuğu için uzak durmaya çalışıyor.bir yandan da tekrar insan olmaya çalışıyor.
josef kostan,en yakın arkadaşı,zengin bir işadamı,alaycı bir tip,laf aramızda kendisine bayıldım,insanda kan kaybı isteği uyandırıyor :p

coraline,mick'i vampir yapan hatun,eski karısı,mick yıllar önce onu dört yaşında bir kızı kaçırdığı için öldürmek zorunda kalıyor,coraline ise günümüzde insan olmanın formülünü bulmuş olarak geri dönüyor.beth,şanslı yaratık,mick'in karısını öldürmesine sebep olan dört yaşındaki çocuk o.bir insan,mick kaçırma olayından itibaren onu takip ediyor.bu yüzden kendini hep güvende hissediyor,günümüzde de bir şekilde tanışıyorlar ve çocukluk kahramanının mick olduğunu anladığından beri ona aşık.bir gazeteci ve mick in sırrını açığa çıkarabileceğinden,istifa ediyor.
özet olarak da,coraline insan olarak dönünce bu sırrı mick ile paylaşıyor.mick tekrar insan oluyor,gayet mutlu fakat beth bir vampir tarafından kaçırılınca onu insan olarak kurtaramayacağı için yıllar süren insanlık hayallerinden vazgeçip arkadaşı josef'ten onu tekrar dönüştürmesini istiyor.derken çıkmaya başlıyorlar işte,onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine..gene de devam etmesini isterdim dizinin o ayrı :s


kendi hayatıma dönmüşken,dün akşam çok sinirliydim,çünkü iki gündür cesaretimi toplayıp yapmaya karar verdiğim şeyi ananemin boş konuşmaları yüzünden yapamadım ve tekrar aynı cesareti bulabilir miyim bilmiyorum..
şimdi biraz iyiyim,zaten mutlu olmaya karar verdiğin zaman hayat karşına sağlam engeller çıkarmakla görevli değil mi,benim tek silahım da gülümsemek :)

görüşmek üzere!!

02 Ağustos 2009

gene geldim


hoşgeldim :)

tatilden döndüm,sonra burda ufak bir tatil daha yaptım arkadaşlarımla,ananemde kaldım.ananem kısmı çok iç açıcı olmasa da,mesela "tamam,gideceğim bu sene" kısmında çok etkili oldu :D

evet,puanlar geldi,çok iyi değil,benim çalışma tempom da iyi değildi sonuçta,gene de üzüldüm..bir sene daha kalmak istedim ama dediğim gibi,kalamam..

sonuç olarak kobs hatun tercihlerini yaptı,sonuçtan da umutlu,iki büyük şehirden biri,o da sürpriz,belli olunca söylerim ;))

harry potter.a gittim,çocukluk aşkım kendisi :D onların dünyasının aksakallı dedesi Dumbledora.a bir kez daha hayran oldum ama sonu çok mutlu bitmedi,gene de güzeldi.

kahveler içtim,kumpirler yedim,midemin de katkısıyla daha bir mutlu oldum.

denize girdim,buz gibiydi,ayaklarımı kesti,çok soğuğa alerjim varmış,parmaklarım şişti hep,ama yüzdüm,çok iyi geldi..deniz de sadakatime karşılık gün geçtikçe ısındı :) ben de gittikçe açıldım :)

yani,üzgün ve dalgın kobs ben açıldıkça kıyıda kaldı,sonunda bana el salladı ve sonsuza dek gitti..

umarım bir daha gelmez,şu anki mutluluğumu,sakinliğimi bozmaz,ben de sizinle artık üzüntülerimi,korkularımı değil,mutluluklarımı paylaşırım..

şimdilik hoşçakalın :)