29 Eylül 2008

yazmak istedi canım..

bilmiyorum neden
az önceki yazım daha yeni ama canım sıkıldı.
birşeyler paylaşmak istiyorum.
okulun forumunda bir site önermişler.(annem az önce yazıyı okurken küstü,bu siteyi biz seninle geçen sene bulduyduk,benden öğrendiğini yazmaya utandın dimi,utan utan bak ben senin baktığın sitelerle ilgili konuşmaz mıyım,adımı anmaya korkuyosun resmen............. diye azıcık sızlandı.EY BLOG HALKI,DUY SESİMİ,BU SİTEYİ OKULUN FORUMUNDAN ÖNCE ANNEMLE BULDUYDUK,O ZAMAN BLOGUM YOKTU,ŞİMDİ FORUMDA HATIRLADIM DA YAZDIM.ÖZÜR DİLERİM ANNECİYİM.söz sana bozuk payalayımla tatlı ilaçlay alıcam,elbiseley alıcam.küsme oluy mu??:))

çok eğlenceli.anne baba ve çocuğun fotoğrafını koyup çocuk hangisine daha çok benziyor öğrenebiliyorsunuz.yada kendi resminizi koyuyorsunuz,hangi ünlülere benzediğinizi yazıyor.ben de kendi resmimi koydum.hangi resmimi koyarsam koyayım mutlaka bir japon hatun çıkıyor ne alakaysa :) en tanıdığım ünlüler bu fotoğrafta çıktı,koyayım da nasıl birşey olduğu anlaşılsın.:D..gerçi en çok jennifer lopez e benziyor çıktı,yüzüm ne alaka bilmiyorum gerçi benzeyen bir yönüm var ama o da fotoğrafta yok..:p
buyrun :)
bundan başka,pc ye oturamadığım zamanlardaki eğlencem müzikti..keşfettiğim iki şarkı var-ki paylaşmazsam olmaz.ilk annemle paylaştım tabii o da çok sevdi.şimdi sıra sizde,eminim beğenirsiniz.

...
GRİPİN-MANGA:BABA MESLEĞİ

İstersen kaç uzaklara kancık
Onca çocuğun eli yakanda senin artık
Bi gözleri kaldı masum bakan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

Sustukça sıra sana gelecek bilesin

Yeterince ıslandı bu toprak
Sel aldı
Kanla karışık yağmur bastırdı
Can aldı

Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

İstersen donat ordunu kancık
Onca yetimin ahı peşinde senin artık
İnsanmış haklarıymış yalan dolan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Günü gelir unutulur ne basra kalır ne beyrut
Ama tarih hatırlayacak kim masum kim puşt

Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

Demokrasi ambargo körfez kaos insani yardım ilk ortadoğu projesi insan hakları medeniyetler çatışması güvenlik ağı bunu siz yaptınız hayır siz yaptınız yeni dünya düzeni

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

GRİPİN:HİÇ GELME GİDECEKSEN
usandık
uslandık
bu yağmurda
yeter
çok ıslandık

yol olduk
yok olduk
bu yollarda aşınan
hep biz olduk
hep biz olduk

kimler geçerken içimden
bir sen vardın
melekleri imrendiren
hiç gelme gideceksen
ürkek buz tanesi
zamanın gelince
eriyeceksen

bir açtık
bir solduk
soluduk yıllarca
tek nefes olduk
bir vardık
bir yoktuk
bu yolları aşındıran
hep biz olduk
hep biz olduk

kelimelerle oynarken hep seninle
kanattık kalplerimizi
kanattık uçuran birbirimizi

ne kaldı geriye
ne kaldı
ne kaldı
geriye?



bu iki şarkı da(özellikle ikincisi) beni çok etkiledi.sitemde çalan şarkı o şu anda.daha önce dinlemediğim için pişmanım.


tekrar bayramınızı kutlarımm :)

-büyüklerin el öpenleri,küçüklerin harçlıkları bol olur İNŞALLAAHHHHH
-amin..




--

uzun zaman oldu..


çok uzun zaman oldu yazmadım.yorum da yapamadım ama hoşgörünüze sığınıyorum.ne de olsa hem öss hem bayram telaşı derken pc başına oturamıyorum bile-ki zaten bayağıdır o da bozuktu...
okul açıldığından beri önemli bir gelişme olmadı.
geçen seneki çatlak sıra arkadaşımla gene yan yanayız.kimisine göre tam cuk oturmuş iki partner kimisine göre iki akraba..neyse ne,geçen sene gerçekten kötü bir anımda(belki de sonsuza kadar böyle devam ederdi) bana dedi ki "ben öyle depresyon zımbırtısı fln anlamam (afedersiniz) her türlü g..lüğe devam ederim" ..:D
ve bu sözünü gerçekleştirdi.tek bir ikna sözü bile kullanmadan nerdeyse birkaç günde beni sıkıntımdan sıyırdı.hiçbir zaman aramızda sen çok iyi bir dostsun akrabasın iyi ki varsın gibi sözler geçmedi ama eminim ki ben de onun için sayılı dostlardan biriyim.yaklaşık iki aydır dargın olduğum canım kardeşimle de (melike:) az önce barıştım..çocuk gibi küsülür mü canım?? :D
neden bahsettim bilmiyorum ama dostluk benim için o kadar önemli ki,paylaşmak istedim..
okulda tek değişen ayıptır söylemesi bu sene son sınıf olmanın şişkinliği içinde olmamız :D
yeni gelen (dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışan) arkadaşımız,felsefi ıkıntılara sahip yasinimiz,saçını başını büyük bir uğraşla adam etmeye çalışsak da sonuç alamadığımız esramız,bedavacılar,sıkıntılılar,efelenenler vs vs vs
sedefceğizimin boyundan büyük kitaplarla yanımıza gelip iki dk sonra sıkılması,akrabaceğizim mustafanın günlük sevgi-küfürleri ve dayakları,çok sevdiğim mervemin saat tam 12.35 de gülme krizine girmesi,saçımı beğenmeyip baştan yapması,dibimize girip bizi umursamayan 91(:D),sene başında "ben seninle arkadaşlık yapamam,sürekli sevgili değiştiriyorsun,konsantremi bozuyorsun" dediğim ve arkadaşlığımı kestiğim şahsın elinde 5-10 kitapla yan masama oturması(yeni sevgilisi varmış:)).....
dışarıdan bakınca çok sıkıcı hatta gereksiz ayrıntılar değil mi?bu kız ne boş işlerle uğraşıyor böyle dedirtmiştir belki.ama her gün olan şeyler ve aklımda kalanlar bunlar.çalışmaktan başka hiçbir şey yapamayacağız bu sene ve birbirimizi önemsemeden gidivereceğiz..ben de önemsiz de olsa buraya yazacağım ki unutmayayım..


içimde bir korku var öss ye dair,kazanmama gibi bir seçenek sunmuyorum kendime zaten ama yeni bir ortam,yalan dolan öyle tırsıyorum ki..Allah sonumu hayır etsin :)


neyse..9 günlük tatilde zaten hafta sonu dersanelerimiz var,bir de kendi kendimin canını sıkmayayım.ilk dün oturabildim pc ye..yazacak birşey bulamadım,ben de diğer blogları fln geziyordum ki
www.populerkralicesiderin.blogcu.com diye bir siteye denk geldim.en başta şaka zannettim.ama değilmiş.ve tek bir kişi de değil,onlarca kız..yaşları en fazla 15 diye tahmin ediyorum.hepsinin de yuvarlak hesap 100 villası 50 dairesi 60 köşkü 200 laptopu ve bilimum servetleri var(mış).hepsi avril dinliyor ve paris hiltonu örnek alıyor.hepsi billur yazgan ın yan villasında oturuyor.hepsi kolejli ve hepsi kolejin birincisi,aynı zamanda okulun en yakışıklı çocuğuyla çıkıyorlar.ezik diye tabir ettikleri burslu,fakir,çirkin,yalnız kısaca şımarık olmayan insanları dillerinden düşürmüyorlar ve en büyük zevkleri "ezik ezmek"..hepsinin babaları yurtdışı ve yurtiçindeki converse,nike,armani vs mağazaların sahibi..gruplar kuruyor ve gruba alınmak için yalvaran 'populer'lerin tek şartı mal varlıklarını ve hizmetçi sayısını yazmak..gerçek mi değil mi diye bayağı inceledim bu siteleri.hatta bu incelemem anneceğizimi korkuttu.ama benim hayalim psikolojiyle ilgilenmek ve okullarda rehberlik öğretmeni olmak değil mi zaten..azımsanamayacak sayıdaki bu kızların kendilerini bu kadar düşürmelerine neden olan hırs nedir,zengin ya da fakir olmaları önemli değil ama bu kadar yüksekten atmalarının sebebi nedir,insanların dalga geçmeleri,yalanlarını ispatlamaları bile neden onları durduramıyor bunu bilmek isterdim.insanca yada kaba bir şekilde bunu sormanız hiç bir işe yaramaz,en fazla "sen nerden biliceksin eziksin yaneeaa" diyecek ve rezilliğe devam edecekler.fazla büyük sayılmasam da bunları görünce "gençlik nereye gidiyor" dedim hakikaten :) isterseniz siz de bir göz atın ama laf anlatmaya çalışmayın.onlar çoktan kaybedilmiş..

Offffff dunyanın en pahalı yuzugu muzayede de satıldıı :@....Onun ıcn taa hong kong a gıtmıstım ben yhaa :@ 7,98 milyon dolar (yaklaşık 9,5 milyon YTL)dı fıyatı...babam son teklıfı 7,50 mılyon dolar yapmıstı o kadında cıktı aldı....:@:@:@

Shkerler bugun okula gıtmedım sabah 9 - 10 gıbı fln ucaga bındık ve newyorka geldık....12.30 gıbı fln burdaydık...Berfın ablam , pelın , afra , olga ve ben bı restourant yada cafe arıyorduk...Sonra dolasırken bı pastane gordum gırelım dedm tatlı yıyelım fln..Adı :"Serendipity 3 "...Tatlının adıda :Frrrozen Haute Chocolate..........Bu tatlıyı yedık...Dunyanın en pahalı tatlısı dıye haberlerıde cıkmıs hıc duymamıstım...Neyse shkerlerım bu fıyata tatlımı yenılr dıye belkı aklınızdan gecırebılrsınız ama bız yerızz hahahhahaha..Fıyatını merak edenler : 25 bin dolar ........:)

Neyse shkerlerım fotosunu ıstersenız buyrun koyıım(sevval cekmıs cocuk ıste :D)


yorum yapmama gerek yok sanırım.anneme de bunları ciddiye aldığımı sandığı için ayrıca teessüf ediyorum.gene de başta ailem olmak üzere bütün blog aleminin ve Müslüman ların Ramazan bayramını kutlarım.bayramdan sonra görüşmek üzere..



**

14 Eylül 2008

ilk mimim hayırlı uğurlu olsun :D

merhaba..
aslında blog alemine küstümdü ama baktım birileri beni hatırlamış,hem de evimdeki son senem olmasına rağmen oturup beni evde nefret ettiğim şeyler hakkında düşündürmüş,yazayım bari dedim :D
evet,son senem olmasına rağmen gerçekten fazla şey buldum.belki de özlememek için bahane..ama aklıma geldikçe güldüm..umarım siz de eğlenirsiniz :)

1.kardeşceğizimin gördüğü ilgiyi az bulduğu ve şarkı söylemeye,dans etmeye,kendi poposuna vurup zıplamaya ve bilimum iğrençlikle dikkat çekmeye çalıştığı anlar..

2.tuvalete,banyoya girdiğim zaman(evde tekken) telefonun yada zilin çalması..

3.televizyon seyrederken en heyecanlı yerinde annemciğimin yüksek sesle anlatacak daha heyecanlı birşeyler bulması,'anne litfen dur iki dakka' diye yırtınmama rağmen ancak sahne bitince susması..sonrasında da diğer sahnelerden konuyu anlamaya çalışırken de 'sen televizyon seyredicen diye konuşamıcak mıyız bu evde,oldu bizi dışarı yolla da izle,hem yok öyle bu sene televizyon falan yürü içeri bakayım...................' şeklinde filmin sonuna kadar isyanlarda bulunması..


4.balkonda yemek yediğimiz zaman,mutfakla balkon arasındaki 548. gitgelden sonra sofrayı tamamlayıp,rahat bir nefes alıp kendimi sandalyenin şefkatli kollarına bırakırken,sandalyeyle ....m arasında 1 mm varken aile bireylerinden birinin 'aayyy kobss tuzu unutmuşuz kap gel kızımm' diyerek beni 750. gitgele ulaştırma çabaları..

5.bütün gün okulda sonrasında da dersanede kafa,beyin,zeka,akıl,us patlatıp 'dinleneceğim yaşasığn!' şeklinde bir saftiriklikle eve gittiğim gün babacığımın mühendis bir arkadaşıyla veya kaptan eniştemle konuşup,'kızımı okutaydım!!' aşkıyla eve gelmesi ve devamında odama gönderilip kitapların arasına diri diri gömülmem..(sonra çok teşekkür edeceğim biliyorum ama..:))

6.büyük,kocaman,muazzam bir yüzsüzlükle özellikle de odam dağınıkken odama giren insanatlar.
.

7.kırk yılın bir başı topladığım yerin saniyesinde dağılması..

8.hiç birşey yapmamakla biten iç hesaplaşmalarım:
--saçımı mı düzleştireyim
--yok yok sarayım
--karnım aç
--az ye
--tamam,ders mi çalışayım
--cık,çok sıkıldım bugün,tv seyredeyim..
--ne tv si ya dergi oku işte
--yok pc ye oturayım
--aa o da ne,annem oturmuş!!
--avon kataloguna bakayım bari
--bişey almıcam
--ödev mi vardı ne
--pff kontörüm yok,bukartım dolu mu ki
--ne çok işim var
--yatıp uyuyayım bari...
--zzzzz

9.su,ekmek vs sırasının bana geldiği anlarda benim,kardeşime geldiği sırada kardeşimin uydurmakla uğraştığı bahaneler..

10.en sonunda annemin lanet edip gitmesi sırasında ikimizin de gitmek için can atmamız..

11.pc kavgaları

12.arzu ablanın(gomşu) sevgi pıtırcıkları saçarak gelip embesil kızının 2+2 sorularını çözdürmesi(ki bu dertten bri.. abla da muzdarip)

13.sınavdan önceki geceler gazozuma karıştırıldığını tahmin ettiğim uyku hapları :D

14.aç kalmam

15.aşure vb dağıtmak zorunda kalmam

16.misafirlere hoşgeldiniz öpiym demek zorunda olmam

17.uyurken ışığın yakılması

18.acil uyumam gereken gecelerde bütün akşam eline kitap almayan kardeşceğizimin ışığı yakıp kitap okumaya karar vermesi ve akabindeki kavgalar

19.can sıkıntısı

20.pc ye her oturuşumda yorum gelmediğini tekrar görmem ve okunmadığıma kanaat getirmem..


işte,bu kadar-cık :D
sevgili çobankızına bu güzel konu için ve beni hatırladığı için teşekkür ederim..
ben de bu mimi bri.. ablaya ve ottomans a paslıyorum..
sevgiyle kalın.

07 Eylül 2008

son akşam yemeği...:D...ve bir flash tv yapımı.!!...



merhabalar..
bir önceki yazımda anlattığım furkanceğiz vardı ya işte dün akşam onlarda yemekteydik.. furkanceğiz her ne kadar salı günkü gibi bir bomba patlatmamış olsa da gecenin tümü beni kendimden geçirmeye yetti :) anlatıyorum...

1.)yengemciğimin her gittiğimizde olduğu gibi bu sefer de menüsünde bezelye-barbunya-rus salatası üçlüsü bütün tanecikleri,ihtişamı ve monotonluğuyla bir aradaydı..

2.)
babaneceğizimin çoraplarını kaybetmesiyle hepimiz(özellikle kardeşceğizim ve ben) korku dolu anlar yaşasak da Allah'a şükür çok geçmeden çoraplar bulundu..


3.)
yemekten sonraki çay faslı sırasında halamın kızı,kocası ve 2 yaşındaki bebecikleri(barış) gelince hepimizin gözü gönlü açıldı.fekat farkettik ki barış(2) furkan dan daha iyi konuşuyor..pek çaktırmadık ;)


4.)
2 yaşındaki barış tam söylenenleri anlama ve tekrar etme evresinde..çirkin ol dediğimiz zaman yüzü aynen bu şekli alıyor(çok tatlı değil mi??)

5.)
amma velakin 6 yaşındaki furkan diş dökme-çıkarma,çirkinleşme ve dikkat çekme evresinde..barış'a çirkin ol vs dediğimiz zaman da 'ben de yapabiliyorum' şeklinde şekilden şekile giriyor..ki fotoğrafını çekmedim..:)


6.)
barış furkan'ı dövdü..


7.)
furkan'ın sünnet fotoğraflarında çok çirkin çıktığımı farkettim..affedersiniz eşek gibi sırıtmışım hepsinde..çocuğun ahı mı tuttu nedir :D


8.)titiz(görünen) yengemciğimi korkutmamak amacıyla -bu akşam- hiçbirşey dökmemeye çalıştım..sakınan göze çöp battı,verdiği cips kasesinin hepsini yere döktüm..neyse ki görenlerin arasında yoktu :D

9.)
tatile gitmeye çalışıp beceremeyen,temmuzun ortasında çanakkaleye giden ve aniden kahraman kesilen amcamın amatör çanakkale belgeselini ve furkancığın kendisiyle ilgilenilmesini istediği dakikalarda da kamerayı kapamayı unuttuğu için yeni boyalı gıcır ayakkabılarını da yaklaşık 45 dk boyunca silah zoruyla izledik..


10.)
amcam bir akşam önce gittiği camiden çıkarken terliklerini bir başkasınınkiyle karıştırdığını gizli kaynaklardan öğrendik..sessiz sedasız evden çıktı ve caanım terliklerini bulup geldi..(terliklerini bulmadan buraya adım atamazsın ahmett!!-heyecan arayan yenge n.ç.)
işin garibi amcamın ayaklarının 44,karıştırdığı terliğin 40 numara olması..:D (merak edenlere de bildirilir,terlikleri giyip ilk çıkan amcam olmuş:)) işte böyle bir geceydi...


gelelim flash tv ye..
bu yazıyı yazarken annem de içerde onları seyredip gülme krizine giriyor..:D ben de boş vakitlerimde bu muhteşem yapımları izlemekten zevk aldığım için yazayım dedim.bri.. ABLA da bilir bu filmleri..:)
neyse.ben sadece şuan annemin seyrettiğinden bir iki sahne yazayım,gerisini anlayın..


zengin çocuğu erkek:
baba,bak bu benim yeni kız arkadaşım Hayriye!!
iş adamı müşkülpesent baba:bak oğlum,senin sevgilin okulun..buraya illa bir kız getireceksen de bu evleneceğin kız olmalı..buraya arada birlikte olduğun basit kızları getirmene ise....hiç lüzum yok.!
Hayriye:
(ağlayarak kaçar)

----3 yıl sonra----


zçe:baba!!
o günden sonra hayriye beni bak yıllardır aramadı...
iamb:neden??
zçe:hayriye senin onu istemediğini anladı galiba(!!!)
iamb:iyi olmuş..sen de aramasaydın bari..
zçe:
aramadım zaten baba..ama..

iamb:ama mı?aması ne oğlum?söylesene?çatlatacak mısın insanı?hadi söyle..çabuk..bla..bl..b..
zçe:hayriye hamileyidi baba!!!
iamb:o zaman o zaman,rüyalarıma giren çocuk benim torunum!!

işte böyle.şu anda hikaye karmaşıklaştı,dolandı,herkes birbiriyle evlendi fln..
annem de dayanamadı kapadı :D:D
bu arada aynı kanaldaki fıkralarla Türkiye programını da şiddetle tavsiye ediyorum..gençliği çökerten uyuşturucuyla aynı etkiyi yaratıyor...ölümcül değil...bedava...vs.vs...saçmaladım...
not1:
(seviyorum bu kanalı ya:))
not2:(furkanın çocuk olduğunun farkındayım:)) sevgiler,bol gülücüklü günler :D
..

05 Eylül 2008

neden bu kadar çok gülüyorum ben ya :D

ben de bilmiyorum nedenini.belki de korkunç bir espri anlayışım vardır,belki de bütün gülünç şeyler beni buluyordur..
ama mutlaka her gün,ister depresyonda olayım,ister durgun,ister ciddi,birşeylere sırıtakalmış vaziyette buluyorum kendimi..ne kimseye trip yapabiliyorum ne de dert anlatabiliyorum."hadi be,yeme bizi,derdi olan insan böyle pişmiş kelle modunda gezer mi??" derler diye..samimi olduğum hiçkimse şaka yaparken,laf söylerken kırılacağımı düşünemiyor bu yüzden..bunun dışında ağlamaklı,dertli arkadaşlarımın azıcık gülme umuduyla bana gelmesi gibi iyi yanları da var..hiç ummadıkları kadar ciddi bir biçimde dertlerini dinleyip sonra da gerçekten önemli dertler de olsalar onlarla dalga geçiyorum.iyi mi yapıyorum bilmem ama onlara iyi geliyor ki her seferinde tekrar yanımdalar..
yani güleryüzlü olmanın özetle sonucu dert anlatamamak ama dinlemek için biçilmiş kaftan olmak...

konu fazlasıyla dağıldı..:D

bir örnek vermek istedi canım.belki siz de gülersiniz.olmadı benim nelere gülen bir insan olduğumu anlarsınız :D

burda her salı pazar kurulur..zamanla marketlerde herşey bulunsa da insanlar alışmış ve kendilerini buna göre programlar olmuşlar.biz de her salı babaneme gideriz,pazar alışverişinden önce veya sonra,hem sohbet olur hem de babaneciğimin haftalık gaymelerimizi caanım çorabından çıkarıp bize doğru uzatma anının heyecanıyla bekleriz..:D
yengem ve amcamın küçük oğlu(6:)) da bazen bizimle aynı saatlerde gelir,eğleniriz yada bildik anne-yenge iticiliğiyle ben kendi çapımda eğlenirim..:D
zavallım küçük kuzen furkan evde kalmanın eşiğinden dönüp evlenmiş bir annenin hırsıyla büyümüş olduğundan biraz garip bir çocuktur..zeka olarak normal olsa da dikkat toplama,söz dinleme,paylaşma,konuşma bakımından bazı bazı zayıflıkları varıdır..onun söyledikleriyle şahsen çaktırmadan eğlenirim,ne de olsa küçüktür,ayıptır ama bu hafta resmen anıra anıra güldüm dediği lafa..çocukceğiz n'olduğunu şaşırdı.:D

şimdi anlatırken komik gelmeyebilir ama buyrun bakayım,şahsen bizzat kendim bayağı eğlendim :)) size de 3. sayfa heyecanı ile anlatayım :P

küçük furkan ç.(6) bu yıl ilkokul 1. sınıfa başlamış idi..okul heyecanı ve sevinciyle coşkulu bir ikinci gün(salı) yaşamaktaydıydı..okul çıkışı annesi n.ç.(34) tarafından babanesine bırakılırken gülmeye yer arayan kuzeni simge ı.(17) nin günlük eğlencesi olacağını bilmemekteydi..
kuzen ablayla birlikte defterlere,kitaplara yaklaşık 456 defa baktıktan sonra mekana simge ı.(17)nin sevgi dolu annesi,yenge bendeniz(37) teşrif etti ve "ayy sevgi göstereyim çocuğa" neşesiyle coşkuarttırıcı-gazagetirici sorular sormaya başladı,zira çocuk anlatabilme yeteneğinden yoksunudu.bununla birlikte sorulara çığlık çığlığa garip vurgulu cevaplar vermekteydi.
geri kalanı onların ağzından dinleyelim...

bendeniz yenge:ayyyy furkaannnn,okula mı gidiyosunnn?
f:......
b.y:furkaağğnn!!
f:eavettt kikirikibikükibinifffgdbt :D
b.y:heaaa,ayy öğretmeninin adı nee?
f:bilmiyomm....defterr
b.y:defterinde mi yazıyo çoocuğm?
f:heaa
simge:zekine koluaçııaakkk
b.y:aaaaaaAAAA,salih ağbisinin öğretmeniyimişş
f:............................
b.y:sevdinn mi öğrtemeni çok güzel dimi,çok seviyo çocuklarıı!
f:dıgılmıgılbıkmuku
b.y:iyi davranıyo mu size??
f:mık
b.y:ERROR
f:hoşçakall,hoşçakall diyolar
b.y:(son bir gayretle:))aa, hoşçakal mı diyosunuz öğrtemene oğluum..eve giderken mi??
f:(umulmadık bir zeka parıltısıyla ciddi bir bakışla gözlerini bendeniz yengesine çevirir ve o tarihe geçecek cevabı verir)......

HAYIRR,ÖYLE DEĞİLLL,EVE GİDİNCEEEEE !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

bu noktada abla simge başta olmak üzere annesi bendeniz şahsiyetinin yaşamla bütün bağlantıları kopar ve puhahahabohohoyytt :D:D nihahahaaaa şeklinde birer kanepeye kendilerini fırlatıp zavallı çocukceğizin şaşkın bakışları altında bunu kendi çaplarında yorumlarlar:
b.y:e ne var bu kadar gülcek,bunlar da eve gidince diyolarmış,sanane,sus artık(böhöhöytt :D)
s:puhahahah sabah evde kahvaltı ederken de günaaydann öğretmeneeğğmm diyodur bunlar zuhahahnıhahahyyatt
s:iyi akşamlar ööretmeniiieeemm.....eneeeeeeğğmmm öğretmen yok!!!

sevgi dolu abla gözlerinden yaşlar fışkırarak,kırk yılda bir sürdüğü rimelleri akarak,çatlama tehlikesi geçirerek ve babaneceğizin gelip yaşıyo mu,umut var mı şeklinde bakışlarına mahsur kalarak bir vakit börker..
bu sırada kuzenceğiz de hiiçç üstüne bile alınmaz,hatta "kimi gıdıklayayım" diye sorar ve aslında gıdık almayan ablayı gülerken yakalamışkene kendi çapında sevinip gıdı gıdı yapıp nasıl da güldürdüm diye mutluluğun doruklarına bile ulaşır :D

e sonuçta güldüren odur,hakkıdır,ne yapsa yeridir.. :D

04 Eylül 2008

anneannem bizdeeeee!!!!!!!!!!!!

başlıktan da anlaşılacağı gibi çok sevgili ananeciğim tamm 4(dört) gündür bizde ikamet etmekte..dışardan bakınca kolay tabii,hayırsız torun dersiniz,bitiverir dimi??
ı ıh,kolay değil öyle..
en iyisi en başa döneyim..pazar günü ananeme gittik,yani Ramazan dan bir gün önce.boş kaldığım bir anda düşündüm,düşündüm..birden okul açılıyor,yaz geliyor,dersane başladı,zart oldu zurt oldu diye caanım babaneciğime baya yüklenmişim(nakit olarak:))
sonra hemencecik bir mazeret bulup yılda iki kez iki günlük harçlık veren ananeciğimin yanına koşturdum.."anane,okul açılıyo öss ye hazırlanıyorum para ver kitap alıyım,kazanırsam sevabı senin,hem bak Ramazan da geliyo,sevindir torununu....." şeklinde uzayıp giden ikna konuşmamın yarısındayken ananem kalktı,cüzdanına doğru yol aldı ve hatırı sayılır bir meblağı elime bırakıverdi!!!!!acaba yaşıyor muyum,uyuyor muyum diye düşünürken aynı şaşkınlığı diğer aile bireylerinde de görünce teşekkür etmek aklıma geldi..ama gene de gece boyunca ananeme dik dik baktım,hasta mısın fln diye sorup durdum ....
şom ağızlı mıyım,evet.ertesi sabah dersaneye gitmek için hazırlanırken anneme telefon etti,hastayım ölüyorum çabuk gelin diye..annemle babam aniden fırlayınca ben de panik oldum,normaldir ananem için,yaşlı sonuçta,kendisini biraz fazla dinler,devam eden hastalıkları da var..ama önceki günü fln düşündüm,annemler de saniyesinde toz oldular evden.ödüm koptu..
neyse kardeşceğizimi giydirdim kendim de hazırlandım,otobüs durağında beklerken,jet hızıyla babamlar geçti önümüzden.ananem arkada yatıyordu,daha beter tırstım.ders bitti eve döndüm,ananemin verdiği parayla kitap,gömlek fln aldım hem sevinsinler hem konu biraz dağılsın diye..kapıdan girer girmez anaaneeeeee niyoldu sanaaaa diye bağırdım..cevap gecikmedi,"sana para verdim ya,ondan oldu böyle,geti geri vey" :D:D
o zaman içim rahatladı,ananem iyileşmiş diye düşündüm..
bu hastalık korkusu geçince aldığım paraya saygıdan ananeme katlanma konusunda rekor kırmaya karar verdim,hiç çıtımı çıkarmadan dakika başı icat ettiği isteklerin hepsini gerçekleştirdim,yatağımı verdim,erkenden yattım,ders çalıştım..
ama bitmiyor.en başta da dedim,şimdi ne kadar hayırsız evlatsın tabii ki yapacaksın dediğinizi duyabiliyorum.ama gerçekten öyle değil işte..

-bunu bunu yap kobsss.
-tamam anane şunu şunu yapayım bunu bunu da yaparım şimdi
-e kobs,şimdi yap
-bitmedi daha anane
-hadi kızım kalk
-ne var anane
-e hadi yap bunu bunu
-anane görmüyor musun bitmedi ki şu
-hadi kızım amaaa
-ERROR
-hadi..

tabi bu konuşma sadece ve sadece kelimelerin yeri değişerek düzenli ve sistemli 5 dk. bir devam edince kobs çıldırmaz mı?çıldırır..ama saygılı çocuktur kobs,evin kızıdır kobs,aşkolsundur kobs.......................

kös kös denilenleri yapar,bir robota dönüşür ve "ananee giiittttttt!!!!" diye çığlıklar atmaya başlar,tabii içinden..



**bu arada anneanne yerine anane dediğim için Türkçe'yi bozduğum düşünüldüyse özür dilerim şimdiden.ama yazı samimiyetini kaybeder diye düşündüm