07 Aralık 2008

mutlu bayramlar-ve mutluluk =)




merhaba blog halkı:)
sizin ve bütün Müslümanların Kurban bayramı kutlu olsun.
bayramın adı,gerekçesi bir yana,aileyi bir araya getirdiği için çok kutsal sayıyorum.baba işte(günümüzde çoğunlukla anne de işte),çocuklar kendi aralarında derken bir tek bayramlarda iş yok ders yok,aile var sadece,o kadar güzel ki..gerçi bazıları için geçerli değil bu.eski kafalı mıyım nedir bilmem ama ne zaman,bayramda sevgilisiyle yada arkadaşıyla zaman geçiren birini görsem her seferinde şaşırırım..bu da kendi seçimleri...
işin ucundaki gıcırlar da baryama ayrı bir zevk katıyor tabii,onları unutmamak lazım.gerçi kazık boyutuna geçmiş bulunmama rağmen hala harçlık vermelerini beni yarım akıllı gariban olarak görmelerine bağlıyorum ama fazla kurcalamamak lazım :D






bir de mimim vardı sevgili annecağızımdan gelen.mutluluk hangi resimlerde diye.
bakalım hangilerinde mutluluk...



ne olursa olsun gülebilmemde



sevdiklerimi güldürebilmemde





>kendimi kaybedip mervemle şarkılar söylerken birbirimizi bu iğrenç seslere coşkuyla katşanabilecek kadar çok sevdiğimizi farketmemde



mutluluk müzikte,emre aydın'da,yüksek sadakat'te,gripin'de




mutluluk bu şarkıda,onu defalarca dinlesem de her seferinde tüylerimin diken diken olmasında



erdil yaşaroğlu'nda,onun karikatürlerini okurken gülme krizine girmemde.sonra çok beğendiklerimi gösteremediğim zaman anlatmaya çalışmamda,iyice iğrençleşince susmamda =))



kitap okumakta,özellikle de yatarak.boynum ağrıyınca yan dönmekte,kolum ağrıyınca düz dönmekte,döne döne iki günde kitabı yalayıp yutmakta.



polisiye kitaplarda,kitabın başından sonuna kadar beyin patlatıp,aralara notlar sıkıştırıp(katil şu çıkıcak),bunu etrafımdakilere gösterip(bak buraya yazdım görürsünüz bak!!),kitap bitince yüzde yetmiş mors olmamda ve kitabı anında imha etmemede ve sonra kendime gülmemde:D




abur cuburdaaaaa:D

işte,benim mutluluğum bu resimlerde..
mim için annecağzıma teşekkür ediyorum(az önce elini öptüm pek mutluyum X)))
ben de sevgili zeugma yı mimliyorumm.
gayyor ve şahmaran a da nazar değdi,çok üzüldük ama Allah'tan herşey düzeliyor.bu,başta şahmaran ve cimcime olmak üzere,dualarımızla,sevgilerimizle oldu..gene de duayı eksik etmeyelim.
herkese tekrar iyi bayramlar,hoşçakalın mutlu kalın =))

02 Aralık 2008

MİM LEDİM SİZİİİ....!!!!

merhabaa,
bir önceki hüzün esintileri taşıyan yazımdan sonra(=)) hem merveyle aramız düzeldi hem de mim alınca pek bi sevindirik oldum..
nasıl barıştığımıza gelince,blogumu bilmiyordu,ben de adresi bi kağıda yazdım,gelsene bi dedim.düşünüyorum ki,eve gitsin,okusun,dedim ya konuşamıyorum,kendimi bi anlatmış olurum diye..okumuş kadar oldu arkadaş,baktım seviniyii dedim gariptir yazık günah :P
gerçi hala yaptığını onaylamıyorum.k... efendi de özürlerini yollamış,çok etkilendim (pff)
bu arada umar(bey,abi,amca,dayı=)) haklı çıktı,düzeldi.ama bence bi okuyun yani,bu çorbama kaşık attı olayı değil,ben de öyle bir kız değilim zaten..
neyse ben mutlu,dersleri de yoluna girmiş bi hatun olarak bu mim gelince uçarak geldim yazmaya..

eveet başlıyorum.
bizzat kendim iki yıl öncesine kadar makyaj,çanta vızır cızır olayına pek dalmış bi şahsiyet değilken bu merve artı annem bunlara önem verdikçe ben de hem düzen adına hem de gençkızımniyesüslenmiyim sendromuynan bu işlere bodoslama daldım.
gene de birşey aldığım zaman sürekli değiştirmem.zaten dersane-okul arasında sıkıştığım için anca iki değişik çanta kullanabiliyorum.allahtan sorun yaratmıyor,sırt çantası kullanmaya bayılıyorum..

çantamı öğrenci çantası ve genç kız çantası olarak iki şekilde sunsam daha iyi olur sanki=))
buyrun:
bu şahsiyet haftasonu çantam olurlar ve pek kıymetlidirler ve pek kimsede yokturlar ve ben bunu başkasında görünce pek pis bakış atarım,bakalım içinde neler var imiş =


1.makyaj çantası-ki onu da ayrı başlıklar içinde incelemek lazım:

a.caanım kahverengi rimelim,pek sevdik birbirimizi nedense :D
b.pudram,fazla kokoşmuşum gibi oldu ama cildim sağolsun burhanınki gibi bebeksi pembe olmadııüçün lazım
c.kapatıcım,selaam gene ben diyen sivilcelerim için hoşgeldiniz hediyesi
d.aynı şekilde sivilceler için,makyaj yapmadığım zaman sürüyorum,kurutuyo
e.dudak şeyleri,ruj yakışmayan bi hatuncuk olduğumdan parlatıcı,nivea koruyucu(artık matları kalmadığı için sadesi),bide nuhnebiden kalma şeftalili bişiy..
f.aynen sivilcelerim gibi davetsiz misafirler için bi hediye daha x))

2.çin malı cüzdanım,nasipse bayramda değiştiricem..geçen bayram da böyle demiştim,gidip gene çin malı almışım,ikiye ayrıldı cüzdan =(( çekiyo mudur nedir artık

3.elektronik cihazlarım =))
emektar,arka kapağı kayıp,binlerce kez düşse de(hatta bir defa çamura yatsa da) bozulmayan,fantastik kulaklıklı mp3ceğizim.
tipsiz nokia ve ondan da haşat motorola telefonlarım :p

4.sevgili deodorantım ve roll-onum,artık barfüm değiştirmek istemiyoruuummmm!!!

5.bu bi itiraftır,saçlarımı taramayı sevmem,taramadan daha güzeller ama düzen icabı tarak :D

6.mor yuvarlak şey gene çin malı,aynalı tarak ve yanındaki cisimler de metal toka stoğum :))

7.her derde deva dikiş çantam ve içi ===================>








8.
gariban anahtarlığım,pek çantamla buluşamadılar,dolayısıyla ben de kapıda kaldım hep :s

9.naneli olips ve nadiren rocco,hani dişinizi fırçalasanız da rahatsız hissedersiniz ya sabahları,kahvaltım da olmadığı için devamlı yanımdadırlar..

10.lazım,selpak.




gerçi sınıf ortamında bazı yüzsüzler bunları okula götürmemi engelliyo,zira saklasan da çantanı karıştırıyolar ama çözüm buldum :>


bu,haftaiçi,okul çantam:

pek net çıkmadı ama çok severim bu çantayı..
ve haftanın yedi günü çantamda olması gerekenler=((


11.canım ciğerim mor dosyam,genelde oraya giren test bir daha dönemiyo,hatta kendilerini bakkalda unutup,babama aldırtıp,bide güzel azar işitmişliğim vardır ama seviyorum onu

12.aşkım,kuzulu defterim,sene başında mutlulukla elli tane defter aldım,azaldı azaldı bi bu kaldı elimde XD

13.kırtasiyeye gitmeye bayılıyorummm =))))

14.sevgili post-itler

15.inekli kitap ayracım,kendisinin adı tonguç'tur.

veee kaçak taşıdığım ve sıkıldığım zaman canımı kurtaran iki şeyy====>






eveet,bir mim de böylece atlatılmış olduu
ben de sevgili cimcime ve ağbeysi gayyor u mimliyorum mahsuru yoksa.
cimcimemi de öpüyorum,tabi sizi de.
byy




29 Kasım 2008

bir dostluk kolayca biter mi?..çok zor.

merhabalarr!!
öncelikle özür dilerim uzun süredir ne yorum ne de siteme herhangi birşey yazabiliyorum..malum sınavlar artı dersane canımı çıkartıyo-ki annem sağolsun yokluğumu hissettirmemek adına ne türlü şebekliğim varsa size sunmuş:D
neyse,bugün dersane yoktu,ben de gözümü açar açmaz amaannnn blogumm diye goşturdum yazı yazmaya :P
ne yazsam ne yazsam diyorum,salı akşamı bozuştuğum (arkadaşötesi) arkadaşım merveden başka bişey gelmedi aklıma..

önce merveyi bi tanıtmak lazım.lise birden beri tanıdığım,aslında istanbullu olan,ama annesinin işi için burada okuyan,anane ve dedesiyle yaşayan,hem olgun hem neşeli bir kız.arkadaşlığımız üçüncü sınıfta bölüm değiştirip onların sınıfına gelmemle başladı.o da dahil birkaç kişiyle daha önceden muhabbetim vardı ama her ne kadar da olsa yeniydim..işte bu sınıftan iki kazancım oldu.biri daha önce bahsettiğim muzdava,biri de merve..malum muzdavayla aramız aynı sıra artı aileden bir dostluk çıkınca kendiliğinden gelişmişti..
merve ise en başta yalnız kalmamam için başlattığı arkadaşlığımızı belki kendi de farketmeden birbirimiz için bir numara haline getirdi:))
en sonunda o kadar kaynaştık ki,ikimizin de çokk eskiden bildiğimiz dostlarımız bile artık merve-simge olarak bizi kabullenmişti.hangi ortama girsek (biz nasıl benzetemesek de) herkes ya ikiz,ya kardeş,hiç olmadı mutlaka akraba zannederdi.
yaklaşık iki ay kadar önce dersanesinde(ayrı dersanelerdeyiz) k.. diye birisini farketti merve,bununla beraber çocuğun ilgisi de gözünden kaçmadı tabii.ama çocuğun kız arkadaşı vardı,bunu duyduğum anda madem sevgilisi var neden merveye böyle davranıyor diye düşünmedim değil..
neyse ki ayrıldılar,merve de ortak bir arkadaş sayesinde çocuk yalnız kaldıktan en fazla bir hafta sonra karşısına çıkınca çocuk da onu kaba tabirle havada kaptı..merve mutlu,tabi aynı zamanda tedirgin.dediğim gibi olgun olduğu için ona da garip geldi.hem bu kadar ilgiden(20 gün içine elele tutuşmuş ve aşkım vaziyetine geçmişlerdi) etkileniyor hem de garipsiyordu.
buna rağmen çocuk "eski sevgilimi unutamadım kusura bakma" dediği zaman beni aradığında hüngür hüngür ağlıyordu..ben onu nasıl teselli edeceğim diye düşünürken ertesi gün gayet iyiydi,mantıklı bir şekilde böylesi daha iyi gibilerinden kendini yatıştırmıştı.
ama bazen,k.. pişman bakıyor,beni görsün istiyorum,bence üzgün falan demeye başladı ve baktım aldı başını gitti,biraz fazla kaçırmış olabilirim ama sert çıktım.benim duygularımı kendi içimde bastırma yolum bu,onu kırabileceğimi düşünmedim ama dost acı söyler misali dediklerimden sonra bir daha k.. dan bahsetmeyeceğini ve onu düşünmeyeceğini sandım..
"tercih edilen sen değilsin,o.pişman olacak olsaydı seninle buraya kadar gelmezdi.senin yaptığın onun adiliğini yumuşatmaktan başka birşey değil,bir daha onun lafını açma lütfen" dedim.
kırıldığını farkettiğim anda da bunu ona söyledim,"kırıcıyım,farkındayım ama önemsiz şeyleri gelip anlatırsan unutman ve kabullenmen zorlaşır,tabi ki herşeyi anlatabilirsin bana.."işe yaradı sayılır,ikinci bir olaya kadar ses etmedi..
k.. efendi diğer kız tarafından da şutlanmıştı.buraya kadar tamam..sebebi ise şok ediciydi : "merveyle k... otele gitmiş" başlıklı bir dedikodu..hem de herkesin dilinde.önce biraz afalladık,nasılsa haziranda gidecek,yok öyle birşey demeyelim ayrıldıklarıyla kalsınlar diye düşündük.sonra durumun iğrençliğini çakozladık.
merve o akşam ayrıntıları bir arkadaşından öğrenebilecekken k...'ı çağırmış.ne demek bu vs diye sormuş.k... efendi de fırsat bu fırsat "günler öncesinden duydum ama sen kırılma diye halletmeye çalışıyordum.sen hayatımda gördüğüm en masum insansın,tekrar özür dilerim" gibi laflarla (anlatırken anladım ki) merveyi fazlasıyla etkilemiş.merve de ondan ASLA beklemeyeceğim soruyu sormuş."benimle çıkıyordun ya,yeşim nasıl başladı?" !!!!!!!!
soruya bakın,k.. efendi de anlatmış..
daha sonra kolyesini çıkarıp merveye vermiş(ne alakaysa).merve de arkasından yetişip,"istemiyorum k...,ben seni unutmaya çalışıyorum,lütfen" demiş!!!!!!!
bunları anlattı ve devam ederken(susturduğumun farkına varmadan) "en başından beri ne zaman duracaksın diye bekliyorum,hata üstüne hata anlatıyorsun bana" diye çığırıverdim.sustu,bir daha da onunla ilgili birşey anlatmadı.
ara sıra "kendimi kötü bir dost gibi hissediyorum,ağlayacaksan ağla,anlatacaksan anlat,kendini bastırma" diyordum.hayır,çok iyi bir arkadaşsın canım üzme kendini diye cevapladı her seferinde.
geçen cuma kafeden çıkarken k..ın tercih ettiği arkadaşı gördük(yeşim)..kız başkasıyla eleleydi,tabi ben dumur oldum,bana göre,değil ayrıldıktan iki üç hafta sonra,aylar sonra bile yeni biri çok zor olmalıydı.merve de anlatma lütfunda bulundu.yeşim k...dan ilk ayrıldığında (merve yokken) başkasıyla yeni ufuklara yelken açmış bile.ama kendisinden çok daha güzel,olgun bir kızın yerine geçmesini hazmedememiş ve bir tür iddiayla k...ı kendisine döndürmeye karar vermiş.bunu becerince de ayrılmak için fırsat aramış,bulmuş da."otel" dedikodusu bizzat hanımefendiden çıkmış.
bütün bunlar da yapılanları saklamayı kendine yakıştıramayan bir arkadaşı sayesinde öğrenilmiş.
bunları duyunca çok sevindim.merveyi bu kadar üzen k... efendinin başına tıpatıp aynı şeyler geldi diye.merveye "şimdi yeşim kapısı kapandı,seninki zaten kapalı,ortada aptal gibi kaldı" dedim ve sevinsin,morali yerine gelsin diye,aynı zamanda k..dan nefret ettiğim için hafta boyunca saydırdım..neye sebep olduğunu bilmeden tabii.
bu arada merve de çocukluk arkadaşlarından biriyle sürekli msjlaşıyor.
bir süre sonra abartmaya başladı,şarjı bittiği zaman kusura bakma telefonu kapatıyorum diyebildiği arkadaşı için sınıfta dolaşıp telefon aramaya başladı.akşam msnde okulda telefonla,ne öss kaldı,ne merveyle iki çift lafımız..
salı günü dikkat ettim,adını aşkomm=)) diye kaydetmiş.noluyoruz dedim,biz öyle takılıyoruz falan demişti zamanında,pek üstünde durmadım.msj olayını çoktan geçtiler artık,arkadaşlığı abarttılar.yarım saat mervenin arkadaşının yeni gitarını,bestelerini fln dinlemeye başladım.ama bu gariplik bir türlü beynimdeki ampulü yakamadı..
salının akşamı facebookta bir arkadaşım "aşk herşeyi affeder mi" yazmış.k... efendi de altına affederr yazmış.bu yüzsüzlüğü battı bana."gurur diye de birşey vardır,gerçi herkeste bulunmaz ama.."dedim.ya biz de birini seviyorsak dedi..laf bir süre sonra merveyi gerçekten seviyorsam ve bu oyunda sana yer yoksa gibisinden şeylere geldi.adını anmamasını söyledim.çok sinirliydim.
"bazı şeyler gizli yaşanır,yorma kendini,anlarsın sonra" dedi..anladım..
merveye ulaşmaya çalıştım,ulaşamadım,daha da sinirlendim.en sonunda geldi,sordum.yarın konuşalım dedi.ısrar ettim,itiraf etti.affetmezsin diye düşündüm dedi.doğru düşünmüşsün dedim.her yerden sildim daha sonra.
bu bende hastalık gibi,sinirlendiğim zaman bekleyeyim biraz geçsin diyemiyorum.o sinirle çok şey kaybetmişimdir.ertesi gün de geçmedi bu.konuşmak istedi konuşamadım.ortak bir arkadaşımız geldi yanıma,"bu kolay bitecek bi dostluk değil tekrar düşün.zaten bundan korktuğu için söylemedi" dedi.
benim derdim barışmaları değil.bunu o arkadaşa da söyledim.kandırılmış olmak.çocukluk arkadaşı diye gizli(üstelik hain) bir sevgilinin hikayesini dinlemiş olmak.benim telefonumdan mesajlaştıktan sonra bu mesajları can havliyle silerken görsem bile ona bu kadar güvenmiş olmak.benden başka herkesin bildiğini biliyor olmak.düşünüp ne zaman başladıklarını anlayınca iki haftadır aramızda koca bir yalanın döndüğünü anlamış olmak.bak k....a ne dedim diye onu eğlendirmeye,kendi içinde kalanları onun yerine söylemeye çalışırken,o da bana iyi yapmışsın derken için için k...dan özür dilediğini farketmiş olmak...
böyle uzayıp gidiyor işte.benim hatam hiç mi yok?hayır ben de hatalıyım.onu dinlemem lazımdı.onun herşeye rağmen hala k..dan etkilendiğini bildiğim halde onu kendi düşünceleriyle başbaşa bırakmamam lazımdı.
artık k...a da kızmıyorum.ilk yaptığı şey yenilir yutulur şey değil,doğru.ama merve bunu kabullenmişse,bundan sonra başına bunun gibi birşey gelirse onu da kabullenmiş sayılır-ki bu durumda benim onu korumaya çalışmam da faydasız olur.k....a da birşey demeye hakkım yok.ben herkesi kendim gibi zannederim.k....ın dönmeyi bırakın mervenin yüzüne bakmaya yüzü olacağını sanmıyordum.bu yüzden merve adına içim rahattı.ama dediğim gibi,merve unuttuktan sonra k.. ne yaparsa yapsın ona kızamam.
çarşamba gününden beri gayet de yakın olan sıralarımızda birbirimize bakmamaya çalışıyoruz.eskiden birimiz susup diğerimiz başlarken şimdi bir "günaydın"ı zor söylüyoruz.ne kadar etrafımızda insanlar olsa da,gülebilsek de yalnızız.
yaptıklarının sebebini anlayışla karşılıyorum.ama bundan sonra bir araya gelmemiz çok zor.her ne kadar çok iyi anlaşsak da,birbirimize çok değer versek de zor.zaten k...la birbirimizden hiiç hoşlanmıyoruz.
üstüne bir de salı akşamındaki tartışmadan ve(merve sağolsun) bir güzel lafı yememden sonra,merve yanımda msjlaşabilecek mi?en yakın arkadaşına kendisini mutlu eden sözleri,jestleri anlatabilecek mi?simge ona yarın buluşalım dediği zaman "bebeem yarın k...a sözüm var" diyebilecek mi rahatlıkla?o bunları yapabilse bile yapılanı unutamayan ve mervenin zarar gelmesin diye üstüne titreyen simge bunları soğukkanlılıkla ve hoşgörüyle,bir laf sokmadan dinleyebilecek mi?
evet,ikimiz de(kendi adıma konuştuğumu sanmıyorum) özledik birbirimizi.ama bu sorularımı bir düşünmenizi istiyorum.bunlar evet diye cevaplanacak mı?
çok zor.

15 Kasım 2008

KIRMIZI LAPTOPLU KIZ

OFF YAZILAR BAŞLIYORUM YAZMAYA YARIM YARIM KALIYO,TASLAKTAN GEÇİLMİYO PANELİM:(
AMAAA BUGÜN HAFTA SONU ACAİP ŞEKER Bİ MAİL GELDİ VEE SİZİNLE PAYLAŞMADAN NAPAMEYCEM?
DURAMEYCEM:)) (ııyy Türkçem senden özür dilerim vallahi bu son)



Bir zamanlar bi kız varmış varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı kapağı olan bir laptop almış.
Kız bu laptopu çok seviyormuş ve nereye gitse onunla gidiyormuş.
Bu nedenle de herkes ona Kırmızı laptoplu Kız diyormuş.

Bir gün “Kırmızı Laptoplu Kız!” diye özel mesaj atmış kızın annesi.
“Büyükannen hâlâ hasta. Hadi nete gir de ona yaptığım şu ilaç tarifini yolla .”

Kırmızı Laptoplu Kız da laptopunu almış ve nete girmiş.

“seni biri msn e eklerse sakın kabul etme demiş annesi.ama kızın listesi bomboşmuş!
çok üzülüyormuş buna

“eklemem anne” demiş Kırmızı Laptoplu Kız.

Tam nete girmiş bikaç saniye olmuş ki kurt nickli birinin msne eklediğini görmüş.

Kırmızı Laptolu Kız heyecandan az kalsın elindeki mauseyi düşürüyormuş. eklemeye karar vermiş kurt'u. “napıosun nette güzel kız'' demiş kurt.

“Büyükanneme bi dosya göndermeye uğraşıyorum ” demiş Kırmızı Laptoplu

Kız. “adresi büyükanne@....... Büyükannemin sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘güzel kız’ değil ‘Kırmızı Laptoplu Kız.’ ”demiş

“Özür dilerim Bilmiyordum.”demiş kurt!
Ardından hemen büyük annenin msnı hackleyıp oturum açmış.

Kırmızı Laptoplu kız büyükannesinin oturumu açtığını görünce çok sevinmiş.
merhaba büyükanne demiş

“senmisin ?”demiş kurt.

“Benim Kırmızı Laptoplu Kız.”

“hoşgeldn kızm” demiş kurt. “noldu neden nettesin?”demiş ardından
sana ilaç için tarif yaptı annem onu yollıacam demiş.
Kırmızı Laptoplu Kız şüphelenmiş neden böyle kısaltmalarla yazıo büyükannem diye düşünmüş!sonra büyükannesinin hasta olduğu aklına gelmiş ondan kısaltmalar falan yapıo herhalde demiş

Kurtbüyük annenin avatarından bulup koymuş!

“yolla dosyayı” demiş kurt.

Kırmızı Laptoplu Kız yollamış dosyayı!ama aktarım hızı çok düşükmüş
kurt da bı dosya yollamış sen bunu yükle daa cabuk ındırırım o zaman ben senın yolladıgın dosyayı demiş
kabul etmiş Kırmızı Laptoplu Kız

“bu dosya niye rar'lı Büyükanne?”

“daa cabuk yükle diye kızım” demiş kurt.

“bunun da aktarım hızı yavaş neden yükleyip zaman kaybediyoruz”

“ilerde yollıcağın dosyalar hep hızlı gelcek de ondan” demiş kurt.

“neden bu dosyanın üstünde hack.prog yazıo?”

“Seni haclemek için ” demiş kurt.

aktarım tamamlanmış ve kurt bizim Kırmızı Başlıklı Kızın laptopuna girmişşşşş
dosyalara falan bakmış .Kırmızı Laptoplu Kızın resimlerini falan çalmış!! öleee oyalanıomuş bizim kurt

Ama ne var ki Kırmızı Laptoplu Kızın büyükannesi ünlü hacker HACKER ANA ymış

“Aylardır senin peşindeyim pis yaratık” diye mesaj yollamış HACKER ANA.çaldığı tüm dosyaları geri almış.ve kurdun hard disc'ini yakmış
Büyükanne Kırmızı Laptoplu Kız’ın ona yolladığı dosyayı almış!. tarife göre hazırlamış ilacı ve içmiş.büyük anne iyileşmiş!
Kırmızı Laptoplu Kız da bı daa tanımadığı kımselerı msn'e eklemeyecegıne söz vermiş...
Hehe nasıl masal ama,gülünüz güldürünüz esenkalınız:)
Tinot:YUKARIDA GÖRMÜŞ OLDUĞUNUZ PC Yİ BANA ARMAĞAN EDENLE YEMEĞE ÇIKICAM:d

09 Kasım 2008

10 KASIM

EN SEVDİĞİM RESMİYLE ANMAK İSTİYORUM BEN ATA MI BUGÜN..
BÜTÜN ŞİİRLER VE YAZILAR EKSİK BANA GÖRE ONA OLAN ÖZLEMİMİZİ ANLATMAYA..


10 kasım bir doğumdur
Her doğum başlangıçtır ölüme..

Ölüm;
sığdırılmışsa içine bir yaşam
yaşam adanmışsa yaşamlara
ve öldüğünde insan
selam duruyorsa hala
topuyla,tüfeğiyle ve elinde çiçeğiyle
gözyaşlarıyla damla damla
insanlar

ve varsa hala ardından
ağlayan kadınlar
ve çocuklar
doğduklarında yokken bile sen
senin resminse yakalarındaki
cepheye giderken

ve anılıyorsan hala her 10 kasım da
senin adını taşıyorsa sokaklar,okullar
akıyorsa damlalar gözpınarlarından
yığınların
ve hala adın yazılamıyorsa
nüfus kütüklerinde
ve hala varsa öldürmek isteyenlerin
ölümün adı değildir.

10 kasım
olsa olsa bir merhabadır ölüme..

29 Ekim 2008

BUGÜN 29 EKIM...


Derslerden ve dersanemden kafamı kaldırıp zaman ayıramıyorum sana sevgili blog,
kusura bakma emi:(
Bu arada blogger kapandı,taşınmak zorunda kaldık,açıldı geldik..
Evden bi atıldık bir çağırıldık.İnsafa geldiler.Kiradayız demek ki..
Kendi evlerimizi alana kadar da bu böyle sürecek mi bilemiyorum.
Bu sansür ve her şeyi ve herkesi yasaklama ve susturma durumu yüzünden korkuyorum geleceğimizden.
Bugün Cumhuriyet Bayramı.
Bize armağan edilen şeyin ve bunun için verilen mücadelelerin farkında değil bazıları çok yazık.
Atamız gibi göklere bakmak isterdim güvenle.Geleceğimize..
Ama sen yoksun ya bizler yolundayız Atam.
Zaman zaman başımızı öne eğdirseler de,başımızı eğmeyiz sessiz kalmayız.!
Ve bizler zaman gelecek yönetimde söz sahibi olup laikliğin gereklerini kusursuz yerine getireceğiz.
Biz böyle yetiştik ve biz de nesillerimizi böyle yetiştireceğiz..

Rahat uyu Atam...

11 Ekim 2008

GKM(geç kalınmış mim) ve bir YKM(yasin,kobs,muzdava) yapımı

annem iki hafta kadar önce beni mimledi.
visulog.com adlı sitede teste başlayıp size gösterilen resimlerden konuya ve ruhunuza uygun olanı seçiyorsunuz.test sonunda hayat,aşk,eğlence gibi başlıklardan neyi anladığınızı (resimlerinize göre) buluyor.bir nevi görsel kişilik..zamanım olmadığı için testi yeni yapabildim ama yayınlayamıyorum çünkü sonuçlar sadece başlık olarak açılıyo.
başlıklar da şunlar:

alışkanlık:Alışkanlık yaratığı
eğlence:Firari
aşk:Part-time aşık (ne demekse)
ruh hali:Rahat (kesinlikle)

neyse,böylelikle bir mimi daha başarıyla atlatmış bulunuyorum ve ben de bu konuyu benden daha yeni olan ve bir çok yetişkinden daha çok ders alabileceğim,neşeli kafa kız cimcime ye mimliyorum.
hoşgeldin+hayırlı uğurlu olsun bebeem :D

muhteşem başlığımın parçası YSM ye gelince..muzdavayı zaten biliyorsunuz.kobs de bizzat ben :D
yasin de başta ikimiz olmak üzere bütün sınıfı hem bayıltan hem uyuz eden hem de gülme krizine sokan(farkında olmadan) dünya yauşuhlusu bir şahsiyet(!)
biliyorum dalga geçmek kötü birşey ama bir insan bu konuda uyarılıyorsa defalarca(seninle maytap geçiyorlar yapma etme blabla..) tekrar etmez ki aynı şeyleri.bize de muzdava ile bir olup onu canından bezdirmek kalır tabiy
şimdi efenim,bu şahısiyet felsefe derslerine olan ilgisi(ütopyaları) ve solfejleri ve şiirleri ile maytaptop 10 a girmeyi başarmıştır.hatta geçen sene bir şiirindeki şu iki dizesini ölsem unutmam:


banka soymadan adam olunmaz bu devirde
duvardan atlarken bacağını kıran çok bu revirde



işte,umarım analatabilmişimdir.başlıktaki ysm yapımı ise muzdava ile benim elime yasinin yarım kalmış bir şiirinin geçmesi ve bizim dayanamayıp şiire devam etmemiz sonucu oluşmuştur.azcık terbiyesizcene ama dayanamadık napalım.:D
buyrun şiir(şiirde yasinden bize geçen kısmı anlayabilecek misiniz bakalım :D))

yarınlar eksik olacak buralardan
zaman duracak bir anlığına
güneş doğmayacak dünyama
güller solmayacak sen olmadan
(bu ne demek anlayan var mı)
ne bir ışık olacak gökyüzünde
ne de bir fidan şu kurak toprakta
karanlık hükmedecek şu kurak toprakta
karanlık hükmedecek herşeye
her resimde bir hüzün kalacak
kalacak eşsiz yüzün bu fotoğrlaflarda
kalacak sensiz ruhum sonsuz boşluklarda
kalacak bu eller her daim uzaklarda
kalacak ebenin bir tarafında
sen gidince anam ağladı
dağlar karalar bağladı
dübüründen aşşaa
neler neler salladı
tahtaya yazdım seni
ellere vermem seni
ancak ben dütersem
hiç özlemem o tenini
papatyalar geldi geçti
sen gelmez oldun
kantinden aldığım köfteden düşen patates gibiydi gözlerin
açıkken çalkalayıp üstüme döktüğüm ayran gibi soğuktu tenin
her "ııığ" ve "yani"mde senin adın
ayakkabıma soktum barnaamı yürürüm adım adım
yandan ayırdığım yelelerimi(saç) kestim senin için
aynalar bayram etti bıyıkçıklarımı traş ettiğim için

nasıl,süper dimi.bu arada son birkaç mısradaki
papatya(gizli aşk),
ıığğ,yani(diyaloglarının vazgeçilmezi anchormanceğizimin),
ayakkabıdaki barnak(can sıkıntısı),
yeleler(yaz salaşlığı),
bıyıkçıklar(adam oldum beğnn)
arkadaşın demirbaşlarıdır.

anlamsız geldiyse baştan okuyun.
hala anlamsız geliyorsa zaten onun "anlatılmaz yaşanır"
bir olgu olduğunu belirteyim rahatlayın:D


neyse kuzucuklarım hepinizi çok öptüm
uyudum da rüyamda aksakallı dede gördüm


bu da iyi geceler şiiri(benden:))

10 Ekim 2008

GÜZEL ŞEYLEEERRR

Başarı kazanan kişiler büyük ruha sahiptirler, bir olaydan hemen etkilenmez ve olayların devamını düşünürler. (Maurice Maeterlinck)

Başarı kuvvetli olana gülümser, başarısızlık zayıflara çullanır. (Oscar Wilde)

Dünyanın gördüğü her büyük başarı önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumda, en büyük kuş bir yumurtada gizlidir. (Allen)

Başarının önündeki en büyük engel, yılgınlık ve kararsızlıktır. Azimli ve kararlı olmak, başarının temel şartıdır.

Başarısızlıktan ders almayı bilenler, her başarısızlıktan sonra başarıya biraz daha yaklaşmış olurlar.

Dünyada sertlikle elde edilen hiçbir başarı kalıcı olmamıştır. Ancak sevgi ve yumuşaklıkla sağlanan başarılar devam edebilmiştir.

Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.

Hayatta başarılı olmuş kişilere bakarsak onların ruhen, bedenen ve fikren huzurlu kişiler olduğunu görürüz. (Thomas Edison)


"Dostları olmalı insanın, ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen, düşünmediklerini düşündüren. Seni bir canbaz ipinde güven ile tutabilen. Gerektiğinde senin için ateşi yutabilen. Yolunu ışıtan ustan olmalı. Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini. Sana verebilmeli soğuk bir kış gününde üzerindeki tek bir gömleğini"

Hayatımızda edindiğimiz dostlarımızdan çok şeyler alırız karakterimizin yapı taşlarıdır aslında onlar. Dostlarımdan bölgesel ayrılıklar yaşarken üzülmüşümdür, ama hep bir yenisi çıkarmıştır önüme zaman içinde... Böyle olunca da hayattıma giren tüm dostlarımın aslında bir amaç için girdiklerini ve görevleri bitince bir yenisini tanıyabilmek adına bölgesel değişikler bazen mecburi ayrılıklar yaşandığını düşünmekteyim.. Ama bu demek değil ki birbirimizden alacaklarımızı aldık ve bitti öyle değil bunu anlatabilmek çok zor aslında hep varlar ve kalacaklar zaten dostluklarında anlamı bu değil mi? Sık sık görüşülemesede sanki arada yıllar yada aylar geçmemiş gibi yine aynı sıcaklıkla sarılabilemek ve anlayabilmek karşındakini.
İnsanın telefon defterinin arkadaş numaralarıyla dolu olup mutsuz olması, yalnız olması, "Kalabalıklar içinde yalnız olması" ne kadar zor birşeydir kimbilir...
Şimdi bu yazıyı okuduysanız sonuna kadar en sevdiğiniz ne zamandır aramadığınız bir dostunuzu lütfen arayın . Hayatın koşuşturması bitmez, bu işide yapayımda arayım değil hemen arayın.Ne kadar şanslı olduğunuzu unutmayın çünkü aklınızdan geçen aramak için bir dostunuz var değil mi?
Hayat hiçbirimizi DOSTSUZ bırakmasın.
Sevgiler....

29 Eylül 2008

yazmak istedi canım..

bilmiyorum neden
az önceki yazım daha yeni ama canım sıkıldı.
birşeyler paylaşmak istiyorum.
okulun forumunda bir site önermişler.(annem az önce yazıyı okurken küstü,bu siteyi biz seninle geçen sene bulduyduk,benden öğrendiğini yazmaya utandın dimi,utan utan bak ben senin baktığın sitelerle ilgili konuşmaz mıyım,adımı anmaya korkuyosun resmen............. diye azıcık sızlandı.EY BLOG HALKI,DUY SESİMİ,BU SİTEYİ OKULUN FORUMUNDAN ÖNCE ANNEMLE BULDUYDUK,O ZAMAN BLOGUM YOKTU,ŞİMDİ FORUMDA HATIRLADIM DA YAZDIM.ÖZÜR DİLERİM ANNECİYİM.söz sana bozuk payalayımla tatlı ilaçlay alıcam,elbiseley alıcam.küsme oluy mu??:))

çok eğlenceli.anne baba ve çocuğun fotoğrafını koyup çocuk hangisine daha çok benziyor öğrenebiliyorsunuz.yada kendi resminizi koyuyorsunuz,hangi ünlülere benzediğinizi yazıyor.ben de kendi resmimi koydum.hangi resmimi koyarsam koyayım mutlaka bir japon hatun çıkıyor ne alakaysa :) en tanıdığım ünlüler bu fotoğrafta çıktı,koyayım da nasıl birşey olduğu anlaşılsın.:D..gerçi en çok jennifer lopez e benziyor çıktı,yüzüm ne alaka bilmiyorum gerçi benzeyen bir yönüm var ama o da fotoğrafta yok..:p
buyrun :)
bundan başka,pc ye oturamadığım zamanlardaki eğlencem müzikti..keşfettiğim iki şarkı var-ki paylaşmazsam olmaz.ilk annemle paylaştım tabii o da çok sevdi.şimdi sıra sizde,eminim beğenirsiniz.

...
GRİPİN-MANGA:BABA MESLEĞİ

İstersen kaç uzaklara kancık
Onca çocuğun eli yakanda senin artık
Bi gözleri kaldı masum bakan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

Sustukça sıra sana gelecek bilesin

Yeterince ıslandı bu toprak
Sel aldı
Kanla karışık yağmur bastırdı
Can aldı

Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

İstersen donat ordunu kancık
Onca yetimin ahı peşinde senin artık
İnsanmış haklarıymış yalan dolan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Günü gelir unutulur ne basra kalır ne beyrut
Ama tarih hatırlayacak kim masum kim puşt

Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

Demokrasi ambargo körfez kaos insani yardım ilk ortadoğu projesi insan hakları medeniyetler çatışması güvenlik ağı bunu siz yaptınız hayır siz yaptınız yeni dünya düzeni

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

GRİPİN:HİÇ GELME GİDECEKSEN
usandık
uslandık
bu yağmurda
yeter
çok ıslandık

yol olduk
yok olduk
bu yollarda aşınan
hep biz olduk
hep biz olduk

kimler geçerken içimden
bir sen vardın
melekleri imrendiren
hiç gelme gideceksen
ürkek buz tanesi
zamanın gelince
eriyeceksen

bir açtık
bir solduk
soluduk yıllarca
tek nefes olduk
bir vardık
bir yoktuk
bu yolları aşındıran
hep biz olduk
hep biz olduk

kelimelerle oynarken hep seninle
kanattık kalplerimizi
kanattık uçuran birbirimizi

ne kaldı geriye
ne kaldı
ne kaldı
geriye?



bu iki şarkı da(özellikle ikincisi) beni çok etkiledi.sitemde çalan şarkı o şu anda.daha önce dinlemediğim için pişmanım.


tekrar bayramınızı kutlarımm :)

-büyüklerin el öpenleri,küçüklerin harçlıkları bol olur İNŞALLAAHHHHH
-amin..




--

uzun zaman oldu..


çok uzun zaman oldu yazmadım.yorum da yapamadım ama hoşgörünüze sığınıyorum.ne de olsa hem öss hem bayram telaşı derken pc başına oturamıyorum bile-ki zaten bayağıdır o da bozuktu...
okul açıldığından beri önemli bir gelişme olmadı.
geçen seneki çatlak sıra arkadaşımla gene yan yanayız.kimisine göre tam cuk oturmuş iki partner kimisine göre iki akraba..neyse ne,geçen sene gerçekten kötü bir anımda(belki de sonsuza kadar böyle devam ederdi) bana dedi ki "ben öyle depresyon zımbırtısı fln anlamam (afedersiniz) her türlü g..lüğe devam ederim" ..:D
ve bu sözünü gerçekleştirdi.tek bir ikna sözü bile kullanmadan nerdeyse birkaç günde beni sıkıntımdan sıyırdı.hiçbir zaman aramızda sen çok iyi bir dostsun akrabasın iyi ki varsın gibi sözler geçmedi ama eminim ki ben de onun için sayılı dostlardan biriyim.yaklaşık iki aydır dargın olduğum canım kardeşimle de (melike:) az önce barıştım..çocuk gibi küsülür mü canım?? :D
neden bahsettim bilmiyorum ama dostluk benim için o kadar önemli ki,paylaşmak istedim..
okulda tek değişen ayıptır söylemesi bu sene son sınıf olmanın şişkinliği içinde olmamız :D
yeni gelen (dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışan) arkadaşımız,felsefi ıkıntılara sahip yasinimiz,saçını başını büyük bir uğraşla adam etmeye çalışsak da sonuç alamadığımız esramız,bedavacılar,sıkıntılılar,efelenenler vs vs vs
sedefceğizimin boyundan büyük kitaplarla yanımıza gelip iki dk sonra sıkılması,akrabaceğizim mustafanın günlük sevgi-küfürleri ve dayakları,çok sevdiğim mervemin saat tam 12.35 de gülme krizine girmesi,saçımı beğenmeyip baştan yapması,dibimize girip bizi umursamayan 91(:D),sene başında "ben seninle arkadaşlık yapamam,sürekli sevgili değiştiriyorsun,konsantremi bozuyorsun" dediğim ve arkadaşlığımı kestiğim şahsın elinde 5-10 kitapla yan masama oturması(yeni sevgilisi varmış:)).....
dışarıdan bakınca çok sıkıcı hatta gereksiz ayrıntılar değil mi?bu kız ne boş işlerle uğraşıyor böyle dedirtmiştir belki.ama her gün olan şeyler ve aklımda kalanlar bunlar.çalışmaktan başka hiçbir şey yapamayacağız bu sene ve birbirimizi önemsemeden gidivereceğiz..ben de önemsiz de olsa buraya yazacağım ki unutmayayım..


içimde bir korku var öss ye dair,kazanmama gibi bir seçenek sunmuyorum kendime zaten ama yeni bir ortam,yalan dolan öyle tırsıyorum ki..Allah sonumu hayır etsin :)


neyse..9 günlük tatilde zaten hafta sonu dersanelerimiz var,bir de kendi kendimin canını sıkmayayım.ilk dün oturabildim pc ye..yazacak birşey bulamadım,ben de diğer blogları fln geziyordum ki
www.populerkralicesiderin.blogcu.com diye bir siteye denk geldim.en başta şaka zannettim.ama değilmiş.ve tek bir kişi de değil,onlarca kız..yaşları en fazla 15 diye tahmin ediyorum.hepsinin de yuvarlak hesap 100 villası 50 dairesi 60 köşkü 200 laptopu ve bilimum servetleri var(mış).hepsi avril dinliyor ve paris hiltonu örnek alıyor.hepsi billur yazgan ın yan villasında oturuyor.hepsi kolejli ve hepsi kolejin birincisi,aynı zamanda okulun en yakışıklı çocuğuyla çıkıyorlar.ezik diye tabir ettikleri burslu,fakir,çirkin,yalnız kısaca şımarık olmayan insanları dillerinden düşürmüyorlar ve en büyük zevkleri "ezik ezmek"..hepsinin babaları yurtdışı ve yurtiçindeki converse,nike,armani vs mağazaların sahibi..gruplar kuruyor ve gruba alınmak için yalvaran 'populer'lerin tek şartı mal varlıklarını ve hizmetçi sayısını yazmak..gerçek mi değil mi diye bayağı inceledim bu siteleri.hatta bu incelemem anneceğizimi korkuttu.ama benim hayalim psikolojiyle ilgilenmek ve okullarda rehberlik öğretmeni olmak değil mi zaten..azımsanamayacak sayıdaki bu kızların kendilerini bu kadar düşürmelerine neden olan hırs nedir,zengin ya da fakir olmaları önemli değil ama bu kadar yüksekten atmalarının sebebi nedir,insanların dalga geçmeleri,yalanlarını ispatlamaları bile neden onları durduramıyor bunu bilmek isterdim.insanca yada kaba bir şekilde bunu sormanız hiç bir işe yaramaz,en fazla "sen nerden biliceksin eziksin yaneeaa" diyecek ve rezilliğe devam edecekler.fazla büyük sayılmasam da bunları görünce "gençlik nereye gidiyor" dedim hakikaten :) isterseniz siz de bir göz atın ama laf anlatmaya çalışmayın.onlar çoktan kaybedilmiş..

Offffff dunyanın en pahalı yuzugu muzayede de satıldıı :@....Onun ıcn taa hong kong a gıtmıstım ben yhaa :@ 7,98 milyon dolar (yaklaşık 9,5 milyon YTL)dı fıyatı...babam son teklıfı 7,50 mılyon dolar yapmıstı o kadında cıktı aldı....:@:@:@

Shkerler bugun okula gıtmedım sabah 9 - 10 gıbı fln ucaga bındık ve newyorka geldık....12.30 gıbı fln burdaydık...Berfın ablam , pelın , afra , olga ve ben bı restourant yada cafe arıyorduk...Sonra dolasırken bı pastane gordum gırelım dedm tatlı yıyelım fln..Adı :"Serendipity 3 "...Tatlının adıda :Frrrozen Haute Chocolate..........Bu tatlıyı yedık...Dunyanın en pahalı tatlısı dıye haberlerıde cıkmıs hıc duymamıstım...Neyse shkerlerım bu fıyata tatlımı yenılr dıye belkı aklınızdan gecırebılrsınız ama bız yerızz hahahhahaha..Fıyatını merak edenler : 25 bin dolar ........:)

Neyse shkerlerım fotosunu ıstersenız buyrun koyıım(sevval cekmıs cocuk ıste :D)


yorum yapmama gerek yok sanırım.anneme de bunları ciddiye aldığımı sandığı için ayrıca teessüf ediyorum.gene de başta ailem olmak üzere bütün blog aleminin ve Müslüman ların Ramazan bayramını kutlarım.bayramdan sonra görüşmek üzere..



**

14 Eylül 2008

ilk mimim hayırlı uğurlu olsun :D

merhaba..
aslında blog alemine küstümdü ama baktım birileri beni hatırlamış,hem de evimdeki son senem olmasına rağmen oturup beni evde nefret ettiğim şeyler hakkında düşündürmüş,yazayım bari dedim :D
evet,son senem olmasına rağmen gerçekten fazla şey buldum.belki de özlememek için bahane..ama aklıma geldikçe güldüm..umarım siz de eğlenirsiniz :)

1.kardeşceğizimin gördüğü ilgiyi az bulduğu ve şarkı söylemeye,dans etmeye,kendi poposuna vurup zıplamaya ve bilimum iğrençlikle dikkat çekmeye çalıştığı anlar..

2.tuvalete,banyoya girdiğim zaman(evde tekken) telefonun yada zilin çalması..

3.televizyon seyrederken en heyecanlı yerinde annemciğimin yüksek sesle anlatacak daha heyecanlı birşeyler bulması,'anne litfen dur iki dakka' diye yırtınmama rağmen ancak sahne bitince susması..sonrasında da diğer sahnelerden konuyu anlamaya çalışırken de 'sen televizyon seyredicen diye konuşamıcak mıyız bu evde,oldu bizi dışarı yolla da izle,hem yok öyle bu sene televizyon falan yürü içeri bakayım...................' şeklinde filmin sonuna kadar isyanlarda bulunması..


4.balkonda yemek yediğimiz zaman,mutfakla balkon arasındaki 548. gitgelden sonra sofrayı tamamlayıp,rahat bir nefes alıp kendimi sandalyenin şefkatli kollarına bırakırken,sandalyeyle ....m arasında 1 mm varken aile bireylerinden birinin 'aayyy kobss tuzu unutmuşuz kap gel kızımm' diyerek beni 750. gitgele ulaştırma çabaları..

5.bütün gün okulda sonrasında da dersanede kafa,beyin,zeka,akıl,us patlatıp 'dinleneceğim yaşasığn!' şeklinde bir saftiriklikle eve gittiğim gün babacığımın mühendis bir arkadaşıyla veya kaptan eniştemle konuşup,'kızımı okutaydım!!' aşkıyla eve gelmesi ve devamında odama gönderilip kitapların arasına diri diri gömülmem..(sonra çok teşekkür edeceğim biliyorum ama..:))

6.büyük,kocaman,muazzam bir yüzsüzlükle özellikle de odam dağınıkken odama giren insanatlar.
.

7.kırk yılın bir başı topladığım yerin saniyesinde dağılması..

8.hiç birşey yapmamakla biten iç hesaplaşmalarım:
--saçımı mı düzleştireyim
--yok yok sarayım
--karnım aç
--az ye
--tamam,ders mi çalışayım
--cık,çok sıkıldım bugün,tv seyredeyim..
--ne tv si ya dergi oku işte
--yok pc ye oturayım
--aa o da ne,annem oturmuş!!
--avon kataloguna bakayım bari
--bişey almıcam
--ödev mi vardı ne
--pff kontörüm yok,bukartım dolu mu ki
--ne çok işim var
--yatıp uyuyayım bari...
--zzzzz

9.su,ekmek vs sırasının bana geldiği anlarda benim,kardeşime geldiği sırada kardeşimin uydurmakla uğraştığı bahaneler..

10.en sonunda annemin lanet edip gitmesi sırasında ikimizin de gitmek için can atmamız..

11.pc kavgaları

12.arzu ablanın(gomşu) sevgi pıtırcıkları saçarak gelip embesil kızının 2+2 sorularını çözdürmesi(ki bu dertten bri.. abla da muzdarip)

13.sınavdan önceki geceler gazozuma karıştırıldığını tahmin ettiğim uyku hapları :D

14.aç kalmam

15.aşure vb dağıtmak zorunda kalmam

16.misafirlere hoşgeldiniz öpiym demek zorunda olmam

17.uyurken ışığın yakılması

18.acil uyumam gereken gecelerde bütün akşam eline kitap almayan kardeşceğizimin ışığı yakıp kitap okumaya karar vermesi ve akabindeki kavgalar

19.can sıkıntısı

20.pc ye her oturuşumda yorum gelmediğini tekrar görmem ve okunmadığıma kanaat getirmem..


işte,bu kadar-cık :D
sevgili çobankızına bu güzel konu için ve beni hatırladığı için teşekkür ederim..
ben de bu mimi bri.. ablaya ve ottomans a paslıyorum..
sevgiyle kalın.

07 Eylül 2008

son akşam yemeği...:D...ve bir flash tv yapımı.!!...



merhabalar..
bir önceki yazımda anlattığım furkanceğiz vardı ya işte dün akşam onlarda yemekteydik.. furkanceğiz her ne kadar salı günkü gibi bir bomba patlatmamış olsa da gecenin tümü beni kendimden geçirmeye yetti :) anlatıyorum...

1.)yengemciğimin her gittiğimizde olduğu gibi bu sefer de menüsünde bezelye-barbunya-rus salatası üçlüsü bütün tanecikleri,ihtişamı ve monotonluğuyla bir aradaydı..

2.)
babaneceğizimin çoraplarını kaybetmesiyle hepimiz(özellikle kardeşceğizim ve ben) korku dolu anlar yaşasak da Allah'a şükür çok geçmeden çoraplar bulundu..


3.)
yemekten sonraki çay faslı sırasında halamın kızı,kocası ve 2 yaşındaki bebecikleri(barış) gelince hepimizin gözü gönlü açıldı.fekat farkettik ki barış(2) furkan dan daha iyi konuşuyor..pek çaktırmadık ;)


4.)
2 yaşındaki barış tam söylenenleri anlama ve tekrar etme evresinde..çirkin ol dediğimiz zaman yüzü aynen bu şekli alıyor(çok tatlı değil mi??)

5.)
amma velakin 6 yaşındaki furkan diş dökme-çıkarma,çirkinleşme ve dikkat çekme evresinde..barış'a çirkin ol vs dediğimiz zaman da 'ben de yapabiliyorum' şeklinde şekilden şekile giriyor..ki fotoğrafını çekmedim..:)


6.)
barış furkan'ı dövdü..


7.)
furkan'ın sünnet fotoğraflarında çok çirkin çıktığımı farkettim..affedersiniz eşek gibi sırıtmışım hepsinde..çocuğun ahı mı tuttu nedir :D


8.)titiz(görünen) yengemciğimi korkutmamak amacıyla -bu akşam- hiçbirşey dökmemeye çalıştım..sakınan göze çöp battı,verdiği cips kasesinin hepsini yere döktüm..neyse ki görenlerin arasında yoktu :D

9.)
tatile gitmeye çalışıp beceremeyen,temmuzun ortasında çanakkaleye giden ve aniden kahraman kesilen amcamın amatör çanakkale belgeselini ve furkancığın kendisiyle ilgilenilmesini istediği dakikalarda da kamerayı kapamayı unuttuğu için yeni boyalı gıcır ayakkabılarını da yaklaşık 45 dk boyunca silah zoruyla izledik..


10.)
amcam bir akşam önce gittiği camiden çıkarken terliklerini bir başkasınınkiyle karıştırdığını gizli kaynaklardan öğrendik..sessiz sedasız evden çıktı ve caanım terliklerini bulup geldi..(terliklerini bulmadan buraya adım atamazsın ahmett!!-heyecan arayan yenge n.ç.)
işin garibi amcamın ayaklarının 44,karıştırdığı terliğin 40 numara olması..:D (merak edenlere de bildirilir,terlikleri giyip ilk çıkan amcam olmuş:)) işte böyle bir geceydi...


gelelim flash tv ye..
bu yazıyı yazarken annem de içerde onları seyredip gülme krizine giriyor..:D ben de boş vakitlerimde bu muhteşem yapımları izlemekten zevk aldığım için yazayım dedim.bri.. ABLA da bilir bu filmleri..:)
neyse.ben sadece şuan annemin seyrettiğinden bir iki sahne yazayım,gerisini anlayın..


zengin çocuğu erkek:
baba,bak bu benim yeni kız arkadaşım Hayriye!!
iş adamı müşkülpesent baba:bak oğlum,senin sevgilin okulun..buraya illa bir kız getireceksen de bu evleneceğin kız olmalı..buraya arada birlikte olduğun basit kızları getirmene ise....hiç lüzum yok.!
Hayriye:
(ağlayarak kaçar)

----3 yıl sonra----


zçe:baba!!
o günden sonra hayriye beni bak yıllardır aramadı...
iamb:neden??
zçe:hayriye senin onu istemediğini anladı galiba(!!!)
iamb:iyi olmuş..sen de aramasaydın bari..
zçe:
aramadım zaten baba..ama..

iamb:ama mı?aması ne oğlum?söylesene?çatlatacak mısın insanı?hadi söyle..çabuk..bla..bl..b..
zçe:hayriye hamileyidi baba!!!
iamb:o zaman o zaman,rüyalarıma giren çocuk benim torunum!!

işte böyle.şu anda hikaye karmaşıklaştı,dolandı,herkes birbiriyle evlendi fln..
annem de dayanamadı kapadı :D:D
bu arada aynı kanaldaki fıkralarla Türkiye programını da şiddetle tavsiye ediyorum..gençliği çökerten uyuşturucuyla aynı etkiyi yaratıyor...ölümcül değil...bedava...vs.vs...saçmaladım...
not1:
(seviyorum bu kanalı ya:))
not2:(furkanın çocuk olduğunun farkındayım:)) sevgiler,bol gülücüklü günler :D
..

05 Eylül 2008

neden bu kadar çok gülüyorum ben ya :D

ben de bilmiyorum nedenini.belki de korkunç bir espri anlayışım vardır,belki de bütün gülünç şeyler beni buluyordur..
ama mutlaka her gün,ister depresyonda olayım,ister durgun,ister ciddi,birşeylere sırıtakalmış vaziyette buluyorum kendimi..ne kimseye trip yapabiliyorum ne de dert anlatabiliyorum."hadi be,yeme bizi,derdi olan insan böyle pişmiş kelle modunda gezer mi??" derler diye..samimi olduğum hiçkimse şaka yaparken,laf söylerken kırılacağımı düşünemiyor bu yüzden..bunun dışında ağlamaklı,dertli arkadaşlarımın azıcık gülme umuduyla bana gelmesi gibi iyi yanları da var..hiç ummadıkları kadar ciddi bir biçimde dertlerini dinleyip sonra da gerçekten önemli dertler de olsalar onlarla dalga geçiyorum.iyi mi yapıyorum bilmem ama onlara iyi geliyor ki her seferinde tekrar yanımdalar..
yani güleryüzlü olmanın özetle sonucu dert anlatamamak ama dinlemek için biçilmiş kaftan olmak...

konu fazlasıyla dağıldı..:D

bir örnek vermek istedi canım.belki siz de gülersiniz.olmadı benim nelere gülen bir insan olduğumu anlarsınız :D

burda her salı pazar kurulur..zamanla marketlerde herşey bulunsa da insanlar alışmış ve kendilerini buna göre programlar olmuşlar.biz de her salı babaneme gideriz,pazar alışverişinden önce veya sonra,hem sohbet olur hem de babaneciğimin haftalık gaymelerimizi caanım çorabından çıkarıp bize doğru uzatma anının heyecanıyla bekleriz..:D
yengem ve amcamın küçük oğlu(6:)) da bazen bizimle aynı saatlerde gelir,eğleniriz yada bildik anne-yenge iticiliğiyle ben kendi çapımda eğlenirim..:D
zavallım küçük kuzen furkan evde kalmanın eşiğinden dönüp evlenmiş bir annenin hırsıyla büyümüş olduğundan biraz garip bir çocuktur..zeka olarak normal olsa da dikkat toplama,söz dinleme,paylaşma,konuşma bakımından bazı bazı zayıflıkları varıdır..onun söyledikleriyle şahsen çaktırmadan eğlenirim,ne de olsa küçüktür,ayıptır ama bu hafta resmen anıra anıra güldüm dediği lafa..çocukceğiz n'olduğunu şaşırdı.:D

şimdi anlatırken komik gelmeyebilir ama buyrun bakayım,şahsen bizzat kendim bayağı eğlendim :)) size de 3. sayfa heyecanı ile anlatayım :P

küçük furkan ç.(6) bu yıl ilkokul 1. sınıfa başlamış idi..okul heyecanı ve sevinciyle coşkulu bir ikinci gün(salı) yaşamaktaydıydı..okul çıkışı annesi n.ç.(34) tarafından babanesine bırakılırken gülmeye yer arayan kuzeni simge ı.(17) nin günlük eğlencesi olacağını bilmemekteydi..
kuzen ablayla birlikte defterlere,kitaplara yaklaşık 456 defa baktıktan sonra mekana simge ı.(17)nin sevgi dolu annesi,yenge bendeniz(37) teşrif etti ve "ayy sevgi göstereyim çocuğa" neşesiyle coşkuarttırıcı-gazagetirici sorular sormaya başladı,zira çocuk anlatabilme yeteneğinden yoksunudu.bununla birlikte sorulara çığlık çığlığa garip vurgulu cevaplar vermekteydi.
geri kalanı onların ağzından dinleyelim...

bendeniz yenge:ayyyy furkaannnn,okula mı gidiyosunnn?
f:......
b.y:furkaağğnn!!
f:eavettt kikirikibikükibinifffgdbt :D
b.y:heaaa,ayy öğretmeninin adı nee?
f:bilmiyomm....defterr
b.y:defterinde mi yazıyo çoocuğm?
f:heaa
simge:zekine koluaçııaakkk
b.y:aaaaaaAAAA,salih ağbisinin öğretmeniyimişş
f:............................
b.y:sevdinn mi öğrtemeni çok güzel dimi,çok seviyo çocuklarıı!
f:dıgılmıgılbıkmuku
b.y:iyi davranıyo mu size??
f:mık
b.y:ERROR
f:hoşçakall,hoşçakall diyolar
b.y:(son bir gayretle:))aa, hoşçakal mı diyosunuz öğrtemene oğluum..eve giderken mi??
f:(umulmadık bir zeka parıltısıyla ciddi bir bakışla gözlerini bendeniz yengesine çevirir ve o tarihe geçecek cevabı verir)......

HAYIRR,ÖYLE DEĞİLLL,EVE GİDİNCEEEEE !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

bu noktada abla simge başta olmak üzere annesi bendeniz şahsiyetinin yaşamla bütün bağlantıları kopar ve puhahahabohohoyytt :D:D nihahahaaaa şeklinde birer kanepeye kendilerini fırlatıp zavallı çocukceğizin şaşkın bakışları altında bunu kendi çaplarında yorumlarlar:
b.y:e ne var bu kadar gülcek,bunlar da eve gidince diyolarmış,sanane,sus artık(böhöhöytt :D)
s:puhahahah sabah evde kahvaltı ederken de günaaydann öğretmeneeğğmm diyodur bunlar zuhahahnıhahahyyatt
s:iyi akşamlar ööretmeniiieeemm.....eneeeeeeğğmmm öğretmen yok!!!

sevgi dolu abla gözlerinden yaşlar fışkırarak,kırk yılda bir sürdüğü rimelleri akarak,çatlama tehlikesi geçirerek ve babaneceğizin gelip yaşıyo mu,umut var mı şeklinde bakışlarına mahsur kalarak bir vakit börker..
bu sırada kuzenceğiz de hiiçç üstüne bile alınmaz,hatta "kimi gıdıklayayım" diye sorar ve aslında gıdık almayan ablayı gülerken yakalamışkene kendi çapında sevinip gıdı gıdı yapıp nasıl da güldürdüm diye mutluluğun doruklarına bile ulaşır :D

e sonuçta güldüren odur,hakkıdır,ne yapsa yeridir.. :D

04 Eylül 2008

anneannem bizdeeeee!!!!!!!!!!!!

başlıktan da anlaşılacağı gibi çok sevgili ananeciğim tamm 4(dört) gündür bizde ikamet etmekte..dışardan bakınca kolay tabii,hayırsız torun dersiniz,bitiverir dimi??
ı ıh,kolay değil öyle..
en iyisi en başa döneyim..pazar günü ananeme gittik,yani Ramazan dan bir gün önce.boş kaldığım bir anda düşündüm,düşündüm..birden okul açılıyor,yaz geliyor,dersane başladı,zart oldu zurt oldu diye caanım babaneciğime baya yüklenmişim(nakit olarak:))
sonra hemencecik bir mazeret bulup yılda iki kez iki günlük harçlık veren ananeciğimin yanına koşturdum.."anane,okul açılıyo öss ye hazırlanıyorum para ver kitap alıyım,kazanırsam sevabı senin,hem bak Ramazan da geliyo,sevindir torununu....." şeklinde uzayıp giden ikna konuşmamın yarısındayken ananem kalktı,cüzdanına doğru yol aldı ve hatırı sayılır bir meblağı elime bırakıverdi!!!!!acaba yaşıyor muyum,uyuyor muyum diye düşünürken aynı şaşkınlığı diğer aile bireylerinde de görünce teşekkür etmek aklıma geldi..ama gene de gece boyunca ananeme dik dik baktım,hasta mısın fln diye sorup durdum ....
şom ağızlı mıyım,evet.ertesi sabah dersaneye gitmek için hazırlanırken anneme telefon etti,hastayım ölüyorum çabuk gelin diye..annemle babam aniden fırlayınca ben de panik oldum,normaldir ananem için,yaşlı sonuçta,kendisini biraz fazla dinler,devam eden hastalıkları da var..ama önceki günü fln düşündüm,annemler de saniyesinde toz oldular evden.ödüm koptu..
neyse kardeşceğizimi giydirdim kendim de hazırlandım,otobüs durağında beklerken,jet hızıyla babamlar geçti önümüzden.ananem arkada yatıyordu,daha beter tırstım.ders bitti eve döndüm,ananemin verdiği parayla kitap,gömlek fln aldım hem sevinsinler hem konu biraz dağılsın diye..kapıdan girer girmez anaaneeeeee niyoldu sanaaaa diye bağırdım..cevap gecikmedi,"sana para verdim ya,ondan oldu böyle,geti geri vey" :D:D
o zaman içim rahatladı,ananem iyileşmiş diye düşündüm..
bu hastalık korkusu geçince aldığım paraya saygıdan ananeme katlanma konusunda rekor kırmaya karar verdim,hiç çıtımı çıkarmadan dakika başı icat ettiği isteklerin hepsini gerçekleştirdim,yatağımı verdim,erkenden yattım,ders çalıştım..
ama bitmiyor.en başta da dedim,şimdi ne kadar hayırsız evlatsın tabii ki yapacaksın dediğinizi duyabiliyorum.ama gerçekten öyle değil işte..

-bunu bunu yap kobsss.
-tamam anane şunu şunu yapayım bunu bunu da yaparım şimdi
-e kobs,şimdi yap
-bitmedi daha anane
-hadi kızım kalk
-ne var anane
-e hadi yap bunu bunu
-anane görmüyor musun bitmedi ki şu
-hadi kızım amaaa
-ERROR
-hadi..

tabi bu konuşma sadece ve sadece kelimelerin yeri değişerek düzenli ve sistemli 5 dk. bir devam edince kobs çıldırmaz mı?çıldırır..ama saygılı çocuktur kobs,evin kızıdır kobs,aşkolsundur kobs.......................

kös kös denilenleri yapar,bir robota dönüşür ve "ananee giiittttttt!!!!" diye çığlıklar atmaya başlar,tabii içinden..



**bu arada anneanne yerine anane dediğim için Türkçe'yi bozduğum düşünüldüyse özür dilerim şimdiden.ama yazı samimiyetini kaybeder diye düşündüm